İşçi sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs yine milyonlara yasak edilmek istendi. Son iki yıldır barış içinde ve kitlesel bir şekilde Taksim'de kutlanan 1 Mayıs bu yıl doğrudan AKP iktidarınca emekçilere yasaklandı. Üstelik yasağın sadece bu yıla özel olmadığı ve bundan sonraki yıllarda da Taksim'in emekçilere kapalı olacağı bizzat başbakan ve çalışma bakanı tarafından açıkça ilan edildi.
Yurttaşlara “düşman hukuku” uygulandı
İstanbul'da 1 Mayıs'ın bölünmesi girişimlerine rağmen “Tek ve Birleşik bir 1 Mayıs” diyerek Taksim alanına yürümek isteyen on binlerce emekçinin önü sabah erken saatlerden itibaren TOMA'larla, kimyasal silahlarla donanmış robokoplarla, panzerlerle, helikopterlerle ve plastik mermilerle kesildi. Basına yansıyan bilgilere göre rekor sayıda gaz bombası kullanılırken, geçmiş yıllardan farklı olarak çok yaygın plastik mermi atıldı. Kısacası, iktidar, silahı, zırhı, kalkanı olmayan on binlerce emekçiye ve yurttaşa bütün dünyanın gözü önünde bir kez daha “düşman” muamelesi yaptı.
Mevcut yasalara bile uygun olmayan, hiçbir mantıklı gerekçesi bulunmayan bu vahşi saldırı sonucunda Beşiktaş, Yıldız, Mecidiyeköy, Şişli, Kurtuluş, Tarlabaşı başta olmak üzere şehir merkezinde pek çok nokta AKP'ye karşı direniş alanı hâline geldi.
Engellere rağmen parti her yerde... Beşiktaş, Mecidiyeköy, Şişli
TKP 1920 bütün engellemelere rağmen sabah 7'den itibaren alanda pankartı ve bayraklarıyla en önde yerini aldı. Buna rağmen özellikle Avrupa yakasındaki emekçi mahallelerinden gelen yoldaşlarımızın yolları kesildi. Otobüslerimiz durduruldu. Ama tüm engellemelere rağmen, sendikalarca önceden ilan edilen toplanma noktalarına ulaşamayan çok sayıda komünist bulundukları her yeri 1 Mayıs alanına çevirdi. Emekçi yoldaşların bir kısmı mahallelerinde 1 Mayıs'ı kutlamaya çalıştı. Barikatları aşmayı başaran TKP 1920'liler ise Beşiktaş Barbaros bulvarı başta olmak üzere, DİSK Genel Merkezi önü, Şişli, Mecidiyeköy, Yıldız ve Zincirlikuyu'da “AKP'ye teslim olmayacağız” dedi.
Evet, dün gece yarısından başlayarak gerek partimizin, gerekse diğer dost kurumlarda mücadele eden dostlarımızın araçları durduruldu, her eylemde kullandığımız yasal pankart ve bayraklarımız hiçbir el koyma kararı olmaksızın gasbedildi. Yine alanda birleşmek isteyen üye ve dostlarımızın önü sokak başlarında yükselen barikatlarla kesildi. Ancak her şeye rağmen yoldaşlarımız bulundukları her yerde aynı kararlılığı sergilediler.
İlk belirlemelerimize göre yirminin üstünde yoldaşımız gaz ve plastik mermilerle çeşitli yerlerinden yaralandı. Bir partilimiz atılan yoğun gazdan etkilenerek kalp krizi şüphesiyle Taksim İlkyardım Hastanesinde tedavi altına alındı. İstanbul İl Başkanımız özel olarak cop ve kimyasal gazlara hedef seçilirken, Maltepe İlçe Başkanımız da yoğun olarak kimyasal gaza maruz kaldığı için hastaneye giderek oksijen tedavisi almak zorunda kaldı. Bir kadın yoldaşımız sırtına isabet eden gaz fişeği nedeniyle yaralandı. Ancak yaklaşık yedi saat boyunca TKP 1920'liler şehrin çeşitli noktalarında zorbalığa karşı örgütlü bir şekilde durmayı başardı.
Beşiktaş bölgesinde neredeyse bütün grupların dağıtıldığı sırada Abbasağa Parkı'nda buluşan partililer burada AKP'nin emekçileri neden teslim alamayacağını bir basın açıklamasıyla anlattılar. Bu dakikalarda biraz aşağıdan atılan gaz bombalarına rağmen söylenen marşlar ve sloganlara çevre evlerin balkonlarından çıkanlardan ve esnaftan da alkışlarla destek verildi.
1 Mayıs emekçiye değil, AKP'ye zehir olmuştur
Egemenler emekçilerin uluslarası bayramına tonlarca zehirli gazla saldırsa da sonuçta çıkan tabloya bakılacak olduğunda 2013 1 Mayıs'ının her şeye rağmen milyonlarca emekçiye, devrimciye, ilericiye zehir olmadığı rahatlıkla söylenebilir. 1 Mayıs olsa olsa “Taksim'de ısrar AKP karşıtlığıdır”, “Taksim ısrarından vazgeçin” diyen başbakana zehir olmuştur. Bu ısrar, bugün için mütevazı ölçülerde, simgesel bir direniş olarak tezahür etse de, devrimler tarihinin deneyimleri hatırlanacak olursa, bu direnişin ileriye dönük tarihsel önemde bir hamle olduğu rahatlıkla anlaşılacaktır.
Bu yıl gösterilmiş olan irade Taksim'e tam olarak çıkmaya yetmemiş olabilir. Bunun değerlendirmesini elbette ki Türkiye işçi sınıfının bileşenleri yapacak ve gerekli dersleri çıkartacaktır. Ancak bir kez daha anlaşıldı ki, Taksim 1 Mayıs alanıdır, her türlü zulme ve sinsi oyuna rağmen öyle kalacaktır.
Bu vesileyle uluslararası işçi sınıfının ve bütün emekçi halkımızın 1 Mayıs'ını bir kez daha kutluyor, AKP zulmüne teslim olmayan partili, partisiz tüm dostları saygıyla selamlıyoruz. Başta üyelerimiz olmak üzere yaralanan ve gözaltına alınan herkese geçmiş olsun diyoruz.
TKP 1920 Genel Merkezi