Soma'da 301 işçiyi diri diri toprağa gömen neoliberal kapitalist vahşet sisteminin yürütme komitesi AKP, artık yönetemez duruma geldiği ülkede iktidarı kaybetmemek uğruna toplumu mezhep temelinde bölme oyununa girişti.
Soma katliamını protesto etmek ve Berkin Elvan'ı anmak için 22 Mayıs 2014 Perşembe sabahı Okmeydanı'nda yürüyüş yapan liseli gençleri basınçlı su ve zehirli gazla dağıtan AKP muhafız birlikleri, Okmeydanı Cemevi'ne doğru kaçan gençleri yaylım ateşine tuttu. Yaylım ateşi sonucu, o sırada bir köylüsünün cenaze törenine katılmak için Okmeydanı Cemevi'nin avlusunda bulunan Uğur Kurt adlı taşeron işçisi başından vurularak öldürüldü. Uğur Kurt'un öldürülmesini protesto etmek için sokağa dökülen halk ile muhafızlar arasındaki gün ve gece boyunca süren çatışmada bu kez Ayhan Yılmaz adlı yurttaş hayatını kaybetti.
Sinsi amaç
AKP muhafız birliklerinin yürüyüşü dağıtmak için hakiki kurşun kullanmasının, cemevine doğru yaylım ateş açmasının, cinayeti protesto eden öfkeli halka ağır şiddet uygulamasının AKP despotizminin halk muhalafetini bastırmaya yönelik olağan terörünün ötesinde amaç taşıdığı, bizzat Recep Tayyip Erdoğan'ın ertesi gün verdiği kışkırtıcı demeçleriyle ortaya çıktı.
23 Mayıs'ta AKP İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, Uğur Kurt'un ve Ayhan Yılmaz'ın öldürülmesine hiç değinmeden, ailelerine bir kuru başsağlığı bile dilemeden şöyle dedi: “Yine bir olay oldu. Neymiş Berkin Elvan’ı anmak için okulda tören düzenleyeceklermiş. Şu hale bak ya. Yani biz bu ülkede her ölüm hadisesinde bir tören mi düzenleyeceğiz. O zaman bütün işleri bırakalım tören yapalım. Ölmüştür, geçmiştir. Şimdi bakın, dün ölüm yıldönümü de değil. Olayların yıldönümünü gerekçe ettiler. Orayı adeta terörize ettiler. Molotoflarla, maskeler, havai fişeklerle saldırdılar. Bir tane molotof kokteyli polis aracının içine düştü. Şimdi Allah aşkına bütün bunlara karşı polis eli kolu bağlı mı duracak? Bir şey yapmayacak mı? Nasıl sabrediyorlar anlamıyorum. Biz 301 şehidimizin acısı tazeyken sustuk. Yürekler yanarken biz sustuk. İşte bakın, aynen bu mantık, bu anlayış, şu anda yarın Almanya'ya yapacağım ziyaret öncesinde, son derece manidar bir şekilde, orada da sokakların karıştırılmasına, bazı mezhep mensuplarının tahrik edilmesine, hazır kıtaların terör estirmesine tahrik ediliyor. Biz buna seyirci kalmayız. ”
Mezhepçi saldırı
Mayıs-Haziran 2013 Büyük Halk Direnişi'yle bütün parıltısını yitiren; 17 ve 25 Aralık 2013 baskını ve ifşaatlarıyla suçüstü yakalanan; 13 Mayıs 2014'te Soma'da işçi katliamcısı özü iyice açığa çıkan gericilik, vurgunculuk ve savaş rejimi, kendisini adım adım kuşatan genel halk muhalefetini kargaşaya sürüklemek, halkı Sünni-Alevi temelinde bölebilmek için Alevi halka karşı kasıtlı bir saldırıya geçiyor. Sünni toplumunu, bir Alevi ayaklanması hayaletiyle korkutmaya çalışıyor; Alevi düşmanlığını körüklüyor. Sünni yurttaşları sosyal hak, eşitlik, özgürlük, adalet, laiklik, barış, bağımsızlık, demokrasi isteyen birleşik emek ve halk hareketinden uzak tutmak için provokasyon yapıyor. Onları kendi kokuşmuş iktidarına razı etmek için tezgâh kuruyor. Emperyalizme ve işbirlikçi kapitalist holdinglerin hakimiyetine karşı işçi sınıfının, bütün emekçilerin ve ezilen bütün halk kesimlerinin birliğini din-mezhep temelinde parçalamaya girişiyor.
Birleşik muhalefet
Görülüyor ki, Alevi düşmanlığı yaparak halkı mezhep çatışması temelinde bölmek, AKP'nin son kozudur. Halktan gasbettiği iktidarı kaybetmemek ve hatta fırsatını bulursa daha da pekiştirip uzatmak isteyen AKP, halkın birliğini ve ülkenin dirliğini dinamitlemeyi göze alıyor. Bu oyunu bozmak zorundayız. Gözü dönmüş AKP'nin terörüne ve halk güçlerini parçalayıcı hilelerine karşı birleşik ve kararlı muhalefeti yükseltmek gerekiyor. AKP'nin son kozunu da etkisizleştirmek için, bütün ilerici ve demokratik güçlerin birleşik eylemini sabırla örmekten başka yol yok.