Filistin kıyılarına uçak gemisini göndererek İsrail’in Gazze’de giriştiği katliamı koruma altına alan ABD Başkanı Joe Biden, dün (13 Ekim 2023) ABD Kongresine yolladığı mektupla Suriye’ye ilişkin “Ulusal Olağanüstü Hâl” kararını bir yıl daha uzattığını bildirdi.
Biden mektubunda, “Suriye’deki ve Suriye ile ilgili durum ve özellikle Türkiye Hükûmetinin kuzeydoğu Suriye’ye askerî saldırı düzenleme yönündeki eylemleri, IŞİD’i yenilgiye uğratma çabasını baltalamakta, sivilleri tehlikeye atmakta, bölgedeki barışı, güvenliği ve istikrarı baltalama tehdidi oluşturmakta ve ABD’nin ulusal güvenliğine ve dış politikasına olağandışı ve olağanüstü bir tehdit oluşturmayı sürdürmektedir” dedi.
Görüldüğü gibi, Biden gerçekleri ters yüz ediyor. Sadece Suriye ve Türkiye’nin değil, koruması altındaki İsrail dışında bütün bölge ülkelerinin ulusal güvenliğini tehlikeye düşüren ABD, Türkiye’yi ABD’nin ulusal güvenliğine “olağandışı ve olağanüstü bir tehdit oluşturmak”la suçluyor. Yavuz hırsız ev sahibini bastırıyor.
Daha 5 Ekimde Türkiye’ye ait sihayı düşüren, yıllardır Türkiye’ye karşı terör çetelerini silahlandıran ve yönlendiren ABD’nin emperyalist küstahlığına yanıt verme vakti gelmedi mi? Amerikan savaş stratejisinde önemli roller taşıyan İncirlik üssüne, Kürecik üssüne el koymanın, NATO’dan çıkmanın tam zamanı değil mi? Ulusal Kurtuluş ve Cumhuriyet Devrimimizin özenle oluşturduğu ve tam bağımsız Türkiye’nin gereği olan Atatürkçü dış politikaya niçin dönmüyoruz?
Tam bağımsız ve bağlantısız dış politikaya dönerek Türkiye’nin yüksek menfaatlerine hizmet etmiş oluruz. Aynı zamanda, Suriye, Lübnan, Irak, İran gibi bölge ülkelerini de Amerikan ve NATO tehdidinden korumuş, ABD, AB ve NATO destekli İsrail’in vahşi saldırısı altında olan Filistin halkına en insani görevimizi yerine getirmiş oluruz.
İncirlik ve Kürecik üslerine el koyalım, NATO’dan çıkalım. Emperyalist savaş blokunun dayatmalarına ve tehditlerine baş eğmeyelim. Türkiye’nin ulusal menfaatlerini esas alalım, Filistin halkına yardım edelim, komşularımızı gözetelim.