Ülkemizde yaşayan Rum vatandaşlara yönelik olarak 1955 yılının 6-7 Eylül günlerinde gerçekleştirilen kırımı bir kez daha utançla anıyoruz.
Bu kanlı eylem, kendi egemenlğini sürdürmek için halkları birbirine kırdırmayı iyi bilen İngiliz emperyalizmi ve işbirlikçi kapitalist Demokrat Parti hükümeti tarafından birlikte tezgâhlanmıştı.
Tezgâh nasıl kuruldu
1950'li yıllarda İngiliz sömürgeciliğine karşı bağımsızlık talebini yükselten Kıbrıs halkını cezalandırmak isteyen İngiliz hükümeti, “Kıbrıs'ın Yunanistan'la birleşmesini önlemek için” Demokrat Parti'ye Türkiye'deki Rumlara “ders” vermesini teklif etti.
Böyle bir eylemle, hem Rum sermayesinin Müslüman-Türk kapitalistlerinin eline geçmesini kolaylaştıracağını, hem de emperyalist sistemle işbirliğini kuvvetlendireceğini hesap eden şovenist DP hükümeti, bu teklifin üzerine hemen atladı.
DP hükümeti emrindeki faşist güçleri ve yatık medyayı kullanarak büyük bir tertip hazırladı. Önce bir ajan provokatör tarafından Selanik'te Atatürk'ün doğduğu eve bomba konuldu.
Gazetelerin saldırgan manşetleriyle kışkırtılan kalabalıklar bindirilmiş kıta olarak kullanıldı. Bu güruh, özellikle İstanbul'da Rumlara ve diğer Hıristiyan azınlıklara ait işyerlerine, evlere, okullara, kiliselere saldırdı. Binlerce dükkanı ve evi yağmaladı, tahrip etti. Birçok kişiyi dövdü ve yaraladı.
6-7 Eylül kırımı tamamlandıktan sonra sıkıyönetim ilan eden DP hükümeti, bizzat kendisinin örgütlediği bu vahşetin suçunu inanılmaz bir saptırmayla komünistlerin üzerine atmayı da ihmal etmedi.
6-7 Eylül vahşetine ilişkin gerçekler, 27 Mayıs 1960'ta iktidardan düşürülen DP yöneticilerinin yargılanması sırasında açığa çıktı.
Yeni 6-7 Eylül'ler olmasın
Türkiye halkına 6-7 Eylül utancını yaşatanlar, emperyalizm ve onunla işbirliği yapan şovenist büyük sermaye iktidarıydı. Yeni 6-7 Eylül'lerin yaşanmaması için, işte bu kaynağın kurutulması gerekiyor.
Emperyalizmin ve siyonizmin emrinde Suriye'ye karşı yeni katliam çağrıları yapan AKP iktidarıyla bu utanç silinemez. Hıristiyan yurttaşları her geçen gün daha da köşeye sıkıştıran, Kürt halkının eşit ve onurlu barış taleplerini kabul etmeyen, Alevi toplumuna karşı ayrımcılığı körükleyen bir yönetimle halkların kardeşliği hedefine ulaşılmaz. Vurguncu banka ve holdingleri daha da zenginleştirmek için işçi ve emekçilere saldıran, onların haklarını budayan bir iktidar 6-7 Eylül'leri ancak tekrarlar.
Zaten AKP iktidarı da, 6-7 Eylül vahşetini gerçekleştiren DP hükümetinin açıkça savunuculuğunu yapıyor. Çünkü AKP, Türkiye tarihindeki her gerici ve karşıdevrimci eylemin gerçek mirasçısıdır. Özgürlüğün, eşitliğin, barışın, laikliğin, bilimin, bağımsızlığın, demokrasinin, sosyal adaletin, sosyalizmin, enternasyonalizmin düşmanıdır.
6-7 Eylül'lerin tekrarlanmaması için, AKP'nin gericilik, vurgunculuk ve savaş rejimine son vermek gerekiyor.