44 yıl önce bugün, 30 Mart 1972'de, Kızıldere'de katledilen 10 devrimciyi saygıyla anıyoruz. THKP-C ve THKO üyesi 10 devrimciyi 12 Mart 1971 darbesiyle başa gelen faşist diktatörlük katletmişti.
Orduyu işçi sınıfının, şehir ve köy emekçilerinin, devrimci aydınların üzerine sürmeyi başararak Kızıldere'de Mahir Çayan, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna ve Saffet Alp'ı şehit eden Amerikan emperyalizmi ve işbirlikçi kapitalist oligarşi, bu katliamla Türkiye halkını sindirebileceklerini, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesini durdurabileceklerini sanıyorlardı.
Son değil, başlangıç
Umdukları gibi olmadı, Kızıldere yeni bir başlangıç oldu. Devrimci çevreler, bir avuç öncü kahramanın halk adına yürüttüğü mücadelenin emperyalizmi ve işbirlikçilerini yenemeyeceğini, bunun için emekçi kitlelerin bizzat kendilerinin yürüteceği çok yönlü mücadelenin gerekli olduğunu benimsedi. Gençlerin ve aydınların işçi sınıfıyla, emekçi kitlelerle kaynaşmasının vazgeçilmezliği, işçi sınıfının devrimin sadece ideolojik değil, fiilî öncüsü de olmasının zorunluluğu anlaşıldı. Bilimsel sosyalizmin evrensel kuralları ve partili, örgütlü kitlesel mücadele öne çıktı.
Bağımsızlığın ve halkın safında
Kızıldere kahramanları devrimci özlemlerini gerçekleştirecek bilimsel strateji ve taktik anlayışından yoksunlardı. Fakat onlar, emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı bağımsızlıktan asla ödün vermediler, emperyalizmle ve gericilikle kirli ilişkilere girmediler. Emekçi halka saygı ve sevgi çizgisinden hiç uzaklaşmadılar. Türkiye'yi din, mezhep ve etnik köken temelinde bölüp çeşitli kesimleri birbirlerinin üzerine sürmeyi reddettiler; bütün halkı emek temelinde birleştirmeyi esas aldılar. Halka şiddet uygulamanın, insanları bombalarla havaya uçurmanın kontrgerillacılık olduğundan hiç şüphe duymadılar.
Kızıldere şehitleri kendilerini emekçi halkın, vatanın ve insanlığın kurtuluşuna adadılar. Türkiye devriminin kahramanları arasında yer aldılar. 10'ları unutmayacağız.