İsrail ve Amerika ikilisinin sömürgeci-emperyalist saldırganlığı sürüyor. Dün bütün dünyaya Filistin’in Gazze bölgesinin ağır bombardımanla yıkılmasını canlı yayında izletiyorlardı. Bugün Lübnan’ın başkenti Beyrut’un da aynı şekilde yıkılmasını dünyaya yine canlı yayında seyrettiriyorlar.
Saldırganlık
İsrail ordusu, Beyrut’un milyon nüfuslu Dahiye semtinin ahalisine kısa mesajla ultimatom veriyor, evinizi derhâl terk edin, on beş dakika sonra semtinizi bombalamaya başlayacağım diyor. Hava savunma sistemi olmayan ülkede yüz binlerce sivil insan ne yapacağını, nerede barınacağını bilmeden sağa sola kaçışıyor, şehrin merkezine akıyor. Bu kez İsrail ordusu herhangi bir uyarı yapmadan şehrin merkezini bombalıyor.
İsrail ordusu, Lübnan direnişinin önderi Hasan Nasrallah’ı öldürmek için altı binayı birden havaya uçuruyor, orada yaşayan yüzlerce kişiyi topluca katlediyor. Hastaneleri, sağlık ocaklarını, medya merkezlerini vuruyor.
Bu vahşetle de kalmıyor. İşgale başladığı Lübnan’ın güneyinde 25 kasabanın ahalisine kasabanızı hemen terk edin, yoksa öleceksiniz mesajı gönderiyor. Sade insanların yaşadığı yerleşimleri bombalıyor, çoluk çocuk demeden vuruyor. Pervasızca savaş suçu işliyor, ayaklar altına almadığı hukuk kuralı bırakmıyor.
Riyakârlık
Hukuku paspas yapan saldırganlar ikiyüzlülükten de vazgeçmiyor. Filistin ve Lübnan halklarına soykırım uygulayanlar ile soykırımı destekleyenler, işlerine geldiği zaman hukukun savunucusu kesiliyorlar. İran füzeleri İsrail’i vurunca hem İsrail hem Amerika hem suç ortakları, İran uluslararası hukuku çiğnedi, cezasını çekecek diye haykırıyorlar. Saldırganlıkta sınır tanımayanlar riyakârlıkta da sınır tanımıyorlar.
Soykırımcıların suç ortaklığını yapan riyakârlar, ayrıca, sureti haktan görünerek ikide bir ateşkesten söz ediyor. Ateşkes görüşmeleriyle dünya halklarını oyalıyor, İsrail ordusuna soykırımını sürdürmesi ve yüzüne güldükleri direnişçi muhataplarını suikastla yok etmesi için zaman kazandırıyorlar.
ABD Başkanı Biden, aylar öncesinde, 10 Haziran 2024’te, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden Gazze’de sözüm ona İsrail’in kabul ettiğini söylediği ateşkes kararı çıkardı. Sahada ateşkes olmadı ama Filistin direnişinin ateşkes müzakerecisi İsmail Heniye 31 Temmuzda İran’da suikastla öldürüldü.
Amerika, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Avrupa Birliği, Japonya, Kanada, Avustralya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar, 26 Eylülde Lübnan’da ateşkes çağrısında bulundu. Biden, yine İsrail’in ateşkesi kabul ettiğini söyledi. Ateşkes müzakerelerinde Lübnan direnişini arabulucularla temsil eden Hasan Nasrallah ertesi gün, 27 Eylülde bombalı saldırıda öldürüldü.
Zafere kadar direniş
Sömürgeci-emperyalist saldırganlığa ve riyakârlığa teslim olmayan Filistin ve Lübnan halkları ise en elverişsiz koşullarda ayak diriyorlar. Olağanüstü ağır kayıplarına rağmen, işgalci İsrail ordusuna gerilla taktikleriyle karşı koyuyorlar. Vatanlarını, varlıklarını, bağımsızlıklarını, egemenliklerini, özgürlüklerini, haklarını, onurlarını koruyorlar. Zaferi adım adım sabırla örüyorlar. Sadece kendilerini ve vatanlarını değil bütün insanlık değerlerini savunuyorlar. Bölge ve dünya halklarının kardeşçe desteklerini yükseltmesini, devrimci dayanışmalarını genişletmesini bekliyorlar.