Halkı temsil ettiği iddiasıyla başa gelen ve 22 yıldır hükmünü sürdüren bir iktidar, bir avuç büyük kapitalist şirketi, paradan para kazanan rantiyeyi abat ederken şehir ve köy emekçilerini niçin alabildiğine yoksullaştırır? Milyonlarca işsize ve emekliye neden ekonomik soykırım uygular?
Halkın bu iktidardan illallah diyerek daha iki ay önce birinci parti yaptığı ana muhalefet partisinin başkanı niçin tam da Gezinin yıl dönümünde, “Erdoğan istemez miydi emekliye zam yapsın, ama yapamadı. Ülke büyük krizde, para yok, yapamadı” der? (Özgür Özel, İsmail Küçükkaya’nın sunduğu Yeni Bir Sabah programında konuşma, Halk TV, 31 Mayıs 2024).
İktidar Cumhuriyetin anayasal düzenini niçin sistemli olarak çiğner? Ana muhalefet partisinin başkanı halkın oylarına sahip çıkıp iktidarla mücadele edeceğine, niçin iktidarla uzlaşmaya çalışır? Ona ekonomik soykırım programını uygulaması için niçin zaman tanır?
İktidar Cumhuriyetin anayasal düzenini çiğneyerek 1 Mayısta Taksim Meydanını emekçilere niçin kapatır? Buna itiraz ederek Cumhuriyetin anayasal düzenini savunan 1 Mayısçıları niçin tutuklatır?
Ana muhalefet partisinin başkanı Taksim Meydanının kapatıldığı günün ertesinde her şey anayasaya uygun yürüyormuş gibi niçin iktidarla buluşur? 1 Mayısçıların tutuklandığı gün, iktidarla muhalefetin el sıkışmasını nasıl “Türkiye demokrasisi açısından önemli bir kilometre taşı” olarak tanımlar?
İktidar niçin eğitim sistemini Orta Çağ düzenini geriye getirmek üzerine kurgular? Ana muhalefet partisinin başkanı neden karşıdevrimin saldırılarına göz yummayı “akıllıca taktik” olarak sunar?
Türkiye işçi sınıfının üç büyük aydınının devrimci mirası, bu hazin gerçekleri anlamak, yerli yerine oturtmak açısından hakikaten çok öğreticidir.
Nâzım Hikmet ( 15 Ocak 1902-3 Haziran 1963), Orhan Kemal (15 Eylül 1914-2 Haziran 1970), Ahmet Arif (21 Nisan 1927-2 Haziran 1991), yarattıkları edebiyat ve TKP saflarında yürüttükleri siyasal mücadeleyle kapitalist-feodal egemenlerin ciğerini okudular, egemenleri layıkıyla teşhir ettiler. Yerli-yabancı egemenlere kapılanmak, halktan aldıkları desteği halk iktidarı için değil, iktidarı egemenlerle paylaşmak için koz olarak kullanan işbirlikçilerin de ipliğini pazara çıkardılar.
Nâzım Hikmet, Orhan Kemal ve Ahmet Arif’i sevgi ve saygıyla anıyoruz.