12 Mart 1971 faşizmi, 30 Mart 1972’de THKP-C ve THKO üyesi 10 devrimciyi Kızıldere’de katletti. Mahir Çayan, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna ve Saffet Alp 41 yıl önce bugün Türkiye devrim tarihine şanla şerefle yazıldılar.
Kendini halkına ve yurduna adayan devrimciler unutulmadı, unutulmayacak. Devrimci dayanışmayı öne çıkaran 10'lar, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm özlemini en zor koşullarda sürdürdüler. Kızıldere şehitleri, emperyalizme ve kapitalizme karşı mücadele azminin, zulme asla boyun eğmemenin sembolüdürler.
Kızıldere işbirlikçi egemenlerin umduğu gibi bir son olmadı. Türkiye halklarının devrimci mücadelesinde yeni bir dönemin başlangıcını oluşturdu. Emperyalizmin ve kapitalizmin boyunduruğundan siyasal, sosyal ve ekonomik kurtuluş mücadelesini bizzat işçi ve köylü kitlelerinin yürüttüğü yeni dönemde, işçi sınıfının ideolojik, politik ve örgütsel öncülüğü ve bilimsel sosyalizmin evrensel kuralları öne çıktı. Türkiye devriminin görkemli atılım yılları başladı. 1 Mayıs’lar, 8 Mart’lar, Newroz’lar, kitlesel grevler, toplu direnişler, faşizme ve NATO’ya karşı eylemler günlük hayatın parçası oldu.
12 Mart faşizmini derinleştirerek tekrarlayan 12 Eylül 1980 faşizminin, bütün ülkeyi kan gölüne çeviren komploların, siyasal cinayetlerin, kitlesel kıyımların ardından bu görkemli atılıma son vermesi de egemenlerin derdine çare olamadı. Tarih sona ermedi. Gün döndü, devran değişti. Emperyalist savaş blokunun saldırı ve işgal savaşlarına karşı direnen halkların sabrı ve ustalığı yavaş yavaş meyvesini veriyor. Emperyalizm ve yerli işbirlikçileri Irak, Afganistan, Filistin, Lübnan ve Suriye halklarına ağır zulüm uyguluyor ama ülkede, bölgede ve dünyada devrimci mücadele azmi yükseliyor.
Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halklar, Kızıldere’de şehit düşen devrimcilerin mirasını ileriye taşıyacak, 10’ların devrim ve sosyalizm özlemini mutlaka gerçekleştirecek.