1960'ların görkemli devrimci yükseliş döneminin sosyalist gençlik önderlerinden Harun Karadeniz'i anıyoruz.
1942 yılında Giresun'un Alucra ilçesine bağlı Armutlu köyünde yoksul bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak doğan Harun Karadeniz 1962'de İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'ne girdi. Antiemperyalist, devrimci ve sosyalist düşüncelerle tanıştı.
İşçi, köylü, gençlik el ele
"Gençliği ülke sorunları ile ilgilenmeyen bir ulusun sonu gelmiş demektir" görüşünü benimseyen Harun Karadeniz, eğitim görme olanağını bulan öğrenci gençliğin sadece kendi geleceği için değil, işçilerin ve köylülerin sömürü ve yoksulluktan kurtulması için de çalışması gerektiği sonucuna vardı. “Harun sen sağcı bir gençtin, nasıl ve neler oldu da bu noktaya geldin! Ve burjuvazi senin hakkında elliye yakın dava açtı ve senin için 150 yılı aşan hapis cezası istedi, ne nasıl gelişti de bu sonuç çıktı” diye soran Karadeniz neden sosyalist olduğunun cevabını ise belki de verilebilecek en sade şekilde gene kendisi veriyordu “Ben sadece yurt sorunlarıyla ilgilendim.”
Harun Karadeniz düşünsel ve eylemsel olarak bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesine katıldı. Fikir Kulüpleri Federasyonu ve Türkiye İşçi Partisi üyesi oldu, Türkiye Komünist Partisi'nin çizgisini benimsedi.
Sosyalist gençlik önderi
İTÜ İnşaat Fakültesi Talebe Cemiyeti başkanlığı ve İTÜ Talebe Birliği yönetim kurulu üyeliği ve başkanlığı yaptı. Kapitalizme hizmet eden eğitim sisteminin halk yararına değiştirilmesi için kapsamlı çalışmalarda bulundu. 1967 yılında "Özel Okullar Devletleştirilmelidir" kampanyasının başında yer aldı. "İlkokullardan Üniversiteye Dek Eğitim ve Devrim" sloganıyla İTÜ'nün işgali eylemini başlattı. Amerikan emperyalizmini ve vurucu gücü 6. Filo'yu protesto eylemlerinde öncülük yaptı. Ekonomik bağımsızlık olmadan ülkenin sömürgelikten kurtulmuş olmayacağı anlayışıyla "Onlar Ortak, Biz Pazar, İşte Size Ortak Pazar" kampanyasını yürüttü. İşçi grevlerini destekledi. Öğrenci gençliğin işçi ve köylü kitleleriyle birleşmeden tek başına devrim yapamayacağı düşüncesini savundu.
“Bir insan ömrünü neye vermeli?”
Harun Karadeniz 1967‑1968 İTÜ Arı Yıllığı'nda yer alan yazısında şöyle diyordu:
"Öğrenciliği bitirip meslek hayatına atılacak olan biz mühendisler için iki yol vardır. Bu yollardan biri, kim için ve ne için üretim yaptığını düşünmeksizin egemen sınıfların yararına üretim yapmaktır. Kısaca, neden ve niçinini düşünmeksizin, bir miktar karşılığında üretim yapmak, yani robotlaşmak.
"İkinci yol ise, kim için ve ne için çalıştığını bilerek, emekçi halkın yararına üretim yapma olanaklarını aramaktır. Bir başka deyişle, ikinci yol küçük bir azınlığın yararına robotlaşmak değil, büyük çoğunluğun, yani toplumun yararına çalışarak insanlaşmak yoludur."
“Dalgaları karşılayan gemiler gibi...”
Harun Karadeniz düşünceleri ve eylemleri nedeniyle kapitalist egemenlerin zulmüne uğradı, gözaltına alındı, tutuklandı, hapishaneye atıldı. 12 Mart 1971 faşizmi döneminde TKP ve Dev‑Genç davalarından yargılandı. Hapishanede sağlığı bozuldu, düzgün biçimde tedavisine uzun süre izin verilmedi. Sonunda tedavisi için yurt dışına gitmesine izin verildiğinde artık çok geçti, kolu kesildi. Türkiye'ye döndükten bir süre sonra 15 Ağustos 1975'te yaşamını yitirdi.
Eğitim Üretim İçindir, Kapitalsiz Kapitalistler, Olaylı Yıllar ve Gençlik gibi eserler veren Harun Karadeniz, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesi içinde yaşamaya devam ediyor.