Halkın 31 Mayıs 2013'te başlayan büyük demokratik direnişi, Türkiye'yi yeni bir aşamaya getirdi. Artık 31 Mayıs öncesi eski Türkiye ile 31 Mayıs sonrası yeni Türkiye var. Bu iki Türkiye birbirinin karşıtı.
Eski Türkiye
Eski Türkiye, gericiliğin, vurgunculuğun ve emperyalist savaşın ülkesiydi. Eski Türkiye karşıdevrimin ocağı idi. Eski Türkiye dolar milyarderleri şebekesinin egemenliği; yabancı-yerli büyük bankaların ve büyük holdinglerin talanı; işçilerin, köylülerin, emekçilerin sömürülmesi ve insanca yaşamdan mahrum bırakılması; kadınların, çocukların, gençlerin aşağılanması; laikliği ayaklar altına alan Sünni İslam dayatmacılığı; tek dil, tek kültür zorlaması; Amerika ve Avrupa Birliği'ne kölece bağımlılık; despotizm, militarizm, şovenizm demekti.
Eski Türkiye NATO üyeliği, Amerikan üsleri, füze kalkanı, Osmanlı yayılmacılığına özlem demekti. Eski Türkiye düşünce, örgütlenme ve toplanma özgürlüğünün sistemli olarak çiğnenmesi, şehir meydanlarının işçilerden, gençlerden, halktan esirgenmesi; zenginlere alış veriş merkezi, kışla ve rezidans olarak tahsis edilmesi demekti. Eski Türkiye doğaya, canlılara ve insana saygısız kâr ve rant hırsıydı. Zincire vurulmuş dereler, HES'ler, “Yavuz” Köprü'ler demekti.
Yeni Türkiye
Yeni Türkiye ise sade halkın egemenliği; özgürlük ve eşitlik; kadınların, çocukların, gençlerin eşit ve onurlu yaşamı; Türk, Kürt, Arap, Ermeni, Laz, Çerkez ayrımı olmadan, Müslüman, Hıristiyan, Musevi, Sünni, Alevi, Ezidi demeden ortak yaşam; laiklik ve bilim; çeşitliliğe saygı; büyük bankaların ve büyük holdinglerin köleliğinden kurtulmuş emekçiler; halkların eşitliği ve kardeşliği; barış ve dostluk demektir.
Yeni Türkiye bağımsızlığın, demokrasinin, barışseverliğin, emeğin ocağıdır. Yeni Türkiye, görkemli halk direnişinin, halk devriminin Türkiye'sidir. Yeni Türkiye özgür Taksim, özgür Kızılay, özgür Gündoğdu meydanıdır. Yeni Türkiye ormanların, derelerin, su havzalarının korunması, Gezi Parkı'nın özgür kalması demektir.
Eski, çöküyor; yeni, serpilip gelişiyor
Eski Türkiye AKP hükümetidir. Kaderini onunla birleştirmiş büyük bankaların ve büyük holdinglerin keyfî yönetimidir. Bu Türkiye hâlâ şiddet tekelini elinde tutuyor. Halkın, sade vatandaşların, işçilerin, şehir ve köy emekçilerinin, esnafın ve küçük üreticilerin değil, büyük sermaye çevrelerinin çıkarına koşulmuş devlet ve din anlayışını hepimize dayatıyor.
Ne var ki, halkın 31 Mayıs'tan bu yana ülke çapında gerçekleştirdiği büyük direniş, eski Türkiye'nin ayağının altındaki toprağı çekip almış, onları boşlukta bırakmıştır. Halkın ayağa kalkması yeni bir Türkiye'nin tomurcuklarını ortaya çıkardı. Halkın bayram havası yarattığı özgür Taksim meydanı ve özgür Gezi Parkı, buralarda serpilip gelişen dayanışma, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik ruhu yayılıp bütün şehirleri, bütün köyleri, ülkenin bütününü sarma potansiyeline sahiptir.
Eskinin savurduğu tehditler
Recep Tayyip Erdoğan ve Fethullah Gülen, eski Türkiye'de geniş halk kitlelerini boğan zorbalığın ve karanlığın ruhunu dile getiriyor. Yeni, devrimci Türkiye'ye, halkın ayağa kalkmasına, emeğin kurtuluşuna düşmanlıklarını ortaya koyuyor.
Erdoğan bugün (6 Haziran) Tunus'ta konuşurken esti gürledi. Halkın iradesine meydan okuyarak Gezi Parkı'nı yıkacağını, AKM'yi yıkacağını, Topçu Kışlası'nı mutlaka yapacağını tekrarladı. Şehir meydanlarını halkın mitinglerine asla açtırmayacağını bir kez daha söyledi.
Gülen, bugün yaptığı açıklamada, ayağa kalkan, iktidarın vahşi şiddetine rağmen çıplak elleriyle sokaklara çıkan, kesinlikle barışçı gösteri yapan insanları aşağıladı. Onların özgür ruhundan nefret ettiğini ortaya koydu. Onları, “çerik-çürük hâle gelmiş, enkaz halindeki bir nesil” diye tanımladı. “Bunları zapturapt (disiplin) altına almak lazım” dedi. “Belki bugün olmasa bile, yarınlar adına onları ıslaha matuf sistemler oluşturmak lazım” diyebildi.
Yeni, kazanacak
Eski Türkiye ile yeni Türkiye karşı karşıya. Yeni Türkiye kazanacak çünkü halk iradesinin önünde durulmaz. Emekçilerin Türkiye'si, halkın Türkiye'si, özgürlüğün, eşitliğin, dayanışmanın Türkiye'si Taksim'deki tomurcuklardan bütün ülkeyi kucaklayan koskoca bir çınara dönüşecek.