Doğal felaketten siyasal ve sosyal afete

05 Şubat 2024

Türkiye halkının yaşadığı en ağır deprem felaketinin üzerinden bir yıl geçti.

6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde dokuz saat arayla meydana gelen iki deprem Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Malatya, Kilis, Şanlıurfa, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Elazığ illerini derinden etkiledi.

İçişleri Bakanlığının 24 Nisan 2023’te yaptığı resmî açıklamaya göre, depremde 50 bin 783 kişi öldü, 107 bin 204 kişi yaralandı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının 17 Mart 2023 tarihli 6 Şubat 2023 Deprem Raporuna göre 11 ilde toplam 518 bin konut yıkıldı veya ağır hasar aldı. 128 bin 778 konutta orta derecede hasar meydana geldi.

Dün
Deprem uzmanlarının sayısız açıklamalarına ve bizzat devlet kurumlarının resmî uyarılarına rağmen deprem öncesi hazırlıkları ihmal eden AKP iktidarı, deprem meydana gelince kurtarma ve yardım çalışmalarını başlatma ve düzenlemekte geç kaldı. Devletin gücünü vaktinde harekete geçiremedi. Türkiye halkı büyük bir gönüllü seferberlik başlatarak deprem bölgesindeki kardeşlerinin yardımına koştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 2 Nisan 2023’te yaptığı konuşmada, “Amacımız bir yıl içinde 319 bin konut ve köy evini hak sahiplerine teslim etmektir. Toplamda inşa edeceğimiz konut sayısı 650 bini bulacaktır” demişti.

Bugün
Erdoğan, depremin birinci yıl dönümünden üç gün önce, 3 Şubat 2024’te Hatay’da yaptığı konuşmada ise, “Bölge genelinde hâlen yapımı süren 40 bin konutu inşaatı tamamlandıkça peyderpey hak sahiplerine teslim edeceğiz” dedi. Yani bir yıl sonra deprem bölgesinde tamamlanan değil, yapımı süren 40 bin konut var. Söz verilen 319 bin konuttan çok uzaktayız. Tek başına bu veri bile deprem bölgesinde halkın yaralarının henüz sarılamadığını ortaya koyuyor.

Erdoğan, aynı konuşmasında, 31 Mart 2024 yerel seçimlerine işaret ederek şöyle dedi: “Merkezî yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı."

Anayasayı, kanunları, yurttaş eşitliğini, devletin yurttaşlar arasında ayrımcılık yapamayacağı ilkesini anlamsız bırakan bu sözler yoruma gerek bırakmayacak kadar açık.

Yurttaşlarını garip ve mahzun bırakmayacak bir yönetime her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Feodalizmin Orta Çağ anlayışı ile kapitalizmin vurgunculuğunu ortadan kaldıracak, yurttaşların yaralarını saracak, ülkeyi kalkındıracak, işçilerin, şehir ve köy emekçilerinin, bütün halkın ortak yönetimine, birleşik halk hükûmetine, ulusal demokratik halk iktidarına ihtiyacımız var.

Depremin birinci yıl dönümünde Türkiye halkının büyük acısını paylaşıyoruz.