AKP Taksim Meydanı ile Taksim Gezi Parkı’na yönelik büyük yağma projesini iktidara geldiği genel seçimin (3 Kasım 2002) onuncu yıldönümüne denk düşürdü. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve yandaş inşaat şirketlerine mensup ekipler, Şişli bölgesine açılan Cumhuriyet Caddesi ile sur içi eski İstanbul’a açılan Tarlabaşı Caddesi’ne dün (3 Kasım 2012) kazmalarını vurdu, Taksim Gezi Parkı’nı halka kapatarak inşaat şantiyesi hâline getirdi.
Taksim’e yönelik büyük vurgun projesi AKP’nin öz niteliğini bütünüyle ortaya koyuyor. Halkın nefes alabildiği ve depremde toplanma yeri olarak belirlenen park alanı, “Taksim Kışlası’nı yeniden inşa ediyoruz” parolası altında alışveriş merkezi ve zenginlere lüks konak tesisine (rezidans) dönüştürülüyor. Taksim Meydanı “Trafiği yeraltına alıp Taksim’i yaya bölgesi yapıyoruz” parolası altında yayaların topluca girişine izin vermeyen bir düzenlemeyle işçi sınıfının ve muhalif dostlarının elinden koparılıyor. İşçi sınıfının kitlesel 1 Mayıs mitinglerine ve devrimci politik gösterilere ev sahipliği yapan Taksim Meydanı 1 Mayıs alanı ve politik gösteri alanı olmaktan çıkarılıyor.
Azami kâr mantığıyla yapılan büyük şehircilik vurgununun işaret ettiği neoliberal kapitalizm. Taksim Kışlası’nı yeniden inşa etme özleminin gösterdiği Osmanlı imparatorluğu ve militarizm hayranlığı. Taksim’i yayaların toplu girişine kapatma niyetiyle bir kez daha kanıtlanan işçi sınıfı düşmanlığı. AKP karşıdevrimci özünü bundan daha iyi ortaya koyamazdı.
AKP Taksim saldırısıyla İstanbul metropolünün “forum”unu, “agora”sını yok ediyor. İşçi sınıfının, emekçilerin, halkın, kitlelerin, muhalif kesimlerin kendi sorunlarını dile getirmelerine, güçlerini birleştirmelerine, bütün ülkeye ve dünyaya seslenmelerine engel olmaya çalışıyor. Halkın kendi kendini yönetmesi kavramına düşmanlığını ilan ediyor. “Demos”un “kratos”una, yani halkın iktidarına, demokrasiye taban tabana karşı olduğunu ortaya koyuyor. AKP, küçücük bir kapitalist azınlığın iktidarından, zenginler oligarşisinden, plütokrasiden yanadır.
AKP’nin Taksim projesi işçi sınıfına, işçi sınıfının mücadele tarihine, halkın kendi kendini yönetme iradesine, Türkiye devriminin bağımsızlık, demokrasi ve laiklik alanındaki kazanımlarına yönelik kapsamlı bir saldırıdır. Bu kapitalist vurgun projesi, halka düşman, Osmanlı hayranı, militarist bir nitelik taşıyor.