1920 TKP Toplumcu Kurtuluş Partisi Mersin İl Örgütü Kasım şehitlerini andı

25 Kasım 2018
1920 TKP Toplumcu Kurtuluş Partisi Mersin İl Örgütü Kasım şehitlerini andı

1920 TKP Mersin İl Örgütünden yoldaşları ve dostları, 24 Kasım 2006’da yitirdiğimiz Ali Kaplan'ı ölümünün onikinci, 1981 Kasım'ında yitirdiğimiz Muhsin Gökhan Kaplan'ı otuzyedinci yıldönümünde mezarı başında andılar.
 
1920 TKP Mersin İl Başkanı Hasan İleri, Tarsus Musalla mezarlığındaki topluluğu, Kasım ayında yitirdiğimiz yoldaşlarımız İsmail Bilen, Zeki Baştımar, Mustafa Asım Hayrullahoğlu, Talip Öztürk, Ali İhsan Özgür, Ali Kaplan, Muhsin Gökhan Kaplan'ı yaşamlarından kesitler aktararak andı, ardından enternasyonal marşı eşliğinde saygı duruşuna davet etti.
 
Yaşam boyu devrimci
Ali Kaplan 2 Ocak 1949'da Tarsus'ta doğdu, Türkiye tarihinde derin izler bırakmış 68 kuşağının ilk devrimcilerinden biriydi. TKP'nin 73 Atılımı’na erkenden katılarak büyük coşkuyla emek verdi. Çevresinde bulunan geniş sayıda devrimci kadronun, emperyalizme, kapitalizme, faşizme, gericiliğe karşı eğitilmesindeki katkıları önemlidir.
 
Antiemperyalizm, şaşmaz pusula
Ali Kaplan, ilk hapisliğini 12 Mart 1971 muhtırasından sonraki gericilik döneminde yattı.
 
Hem yurtsever hem enternasyonalist olmanın gereği olarak, 12 Mart 1971’de tutukluluğunun ardından, siyonist işgale direnen Filistin halkının mücadelesine doğrudan katıldı. Orada Sovyetler Birliğinin kurtuluş mücadelelerine verdiği katkının tanığı oldu. Ali Kaplan, sosyalist Sovyetler Birliği ile dostluk ve dayanışmanın önemini bıkmadan usanmadan anlattı. Ulusal ve toplumsal kurtuluş mücadelesini “Ne Amerika ne Rusya”, “Kahrolsun Sovyet sosyal emperyalizmi” zırvalarıyla saptıran emperyalist bozgunculuğun devrimci kadrolar içine taşınmasının önüne geçmekte kararlı ve başarılı oldu. Emperyalist bloka karşı kapitalist ülkelerdeki işçi sınıfı hareketinin, sosyalist ülkelerin ve ulusal kurtuluş mücadelesi veren halkların birliğini savundu. Antiemperyalizm pusulasından hiç vazgeçmedi. Çok sayıda devrimcinin bu konuda aydınlanmasına katkıda bulundu.
 
Ankara'da EGO çalışanı kamu emekçilerinin örgütlenmesinde öncü çalışmaları, İskenderun Demir Çelik Fabrikasında Maden-İş Sendikasının örgütlenmesindeki rolü, kitlesel 1 Mayısların örgütlenmesindeki çabaları, NATO'nun ve ABD'nin saldırganlığına karşı halkı seferber etme kararlılığı diğer özellikleri olarak öne çıktı.
 
Kapitalist sömürüyü ve zulmü ortadan kaldırma idealiyle, Partiye, devrime, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesine bir gününü, bir yılını, sınırlı bir dönemini değil, bütün ömrünü verdi.
 
12 Eylül 1980 faşist darbesinde de tutuklandı, ağır işkencelerden geçti, yıllarca hapis yattı. Bu bedelleri ödemeyi, emperyalizme, kapitalizme, gericiliğe karşı olmanın, halklar arası dayanışmanın doğal sonucu olarak karşıladı, yılmadı, yakınmadı, yaşama sevincini kaybetmedi, devrimden kaçmadı. Devrimciliğin, dönemsel değil, yaşam boyu süren bir kararlılık olduğunun bilincindeydi.
 
TKP'nin Atılım dönemi ile Gorbaçov’cu likidasyon teslimiyetine son veren 1920 TKP arasındaki kesintisiz mücadele dönemini birbirine bağlayan kadroları arasında yer aldı. 2006 yılında Kasım ayında yaşamını kaybetti.
 
Bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır
1963 yılında doğan Muhsin Gökhan Kaplan, 1978 yılında lise öğrenimine başladı. 68 kuşağının ardından gelen 78 kuşağının bireyi olarak toplumsal mücadeleye erkenden katıldı. "Yolumuz işçi sınıfının yoludur" belgisini kendisine bayrak edinmiş gençliğin yığın örgütü İGD saflarına katıldı. Henüz bir meslek lisesi öğrencisi iken faşistler tarafından saldırıya uğrayarak yaralandı, iyileşti kavgasına devam etti. Bulunduğu okulda, mahallesinde, çevresinde fedakârlığıyla, gülen yüzüyle öne çıktı.
 
1980 Faşist darbesinin ardından aranmaya başlandı, şehir değiştirip kaçak yaşadı. Kaçaklık döneminde hastalandı, tedavisini yaptıramadı. 81 yılının Kasım ayında yaşamını kaybetti.
 
Anmada, Kasım şehitlerinin kim oldukları genç kuşaklara anlatılırken Ali Kaplan ve Muhsin Gökhan Kaplan’ı doğrudan tanıyan arkadaşları yaşanmışlıklarını anlattı, saygı ve sevgilerini dile getirdi, ‘Vatan Cumhuriyet Emek’ mücadelesini devam ettirme sözü verdi.
 
Anma TKP marşının hep bir ağızdan okunmasıyla son buldu.