Dün (9 Haziran 2013) özgür Taksim Meydanı'nda yapılan büyük mitingde Taksim Dayanışması adına okunan açıklamada “Biz halkız. Buradayız. Ve taleplerimizi almadan da, hiçbir yere gitmiyoruz” denildi.
Taksim Dayanışması'nın açıklamasında, İstanbul, Ankara, İzmir, Antakya, Adana başta olmak üzere Türkiye'nin dört bir yanında AKP'nin gericilik, vurgun ve savaş politikasına karşı artık yeter diyerek direnişe geçen halkın başlangıç talepleri şöyle özetlendi:
-Gezi Parkı, Park olarak kalmalıdır. Taksim Gezi Parkına Topçu Kışlası adı altında ya da başka herhangi bir yapılaşma olmayacağı ve projenin iptal edildiğine dair resmi bir açıklama yapılmalı, Atatürk Kültür Merkezinin yıkılmasına ilişkin girişimler durdurulmalıdır.
-Taksim Gezi Parkı’ndaki yıkıma karşı direnişten başlayarak halkın en temel demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan, binlerce, insanın yaralanmasına, üç yurttaşımızın ölmesine neden olan sorumlular, başta İstanbul, Ankara, İzmir, Hatay, Adana Valileri ve Emniyet Müdürleri olmak üzere tüm sorumlular görevden alınmalı, gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılması yasaklanmalıdır.
-Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için, tiwit attığı için gözaltına alınan yurttaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, haklarında hiçbir soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklama yapılmalıdır.
-1 Mayıs alanı olan Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanlarımızda, kamusal alanlarımızda toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmeli; ifade özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalıdır.
AKP'nin inadı
AKP iktidarı, Taksim Gezi Parkı ve Meydanı'nı kurtarmak için 31 Mayıs'ta başlayan büyük halk direnişinin bu taleplerinin hiçbirini kabul etmemekte inat ediyor. AKP'nin muhafız birliklerini barışçı gösteri yapan halkın üzerine kanunları çiğneyerek sürdüğü gibi, halkı iç savaşla tehdit ediyor. 15 Haziran'da Ankara'da, 16 Haziran'da İstanbul'da iki miting yapacağını ilan ederek direnişçi halka gözdağı veriyor.
Hükümet istifa
Kısacası, AKP halkın mesajını anlamıyor. Tonlarca zehirli gaza, tazyikli suya, plastik mermiye, gerçek mermiye, demir sopalara, binlerce tutuklamaya, binlerce yaralanmaya, birçok sakatlanmaya, üç ölüme rağmen ülke çapında direnişini sürdüren halk taleplerinden vazgeçmeyeceğine göre, zaten gösterilerin temel iki sloganından ( “Hükümet istifa” ve “Faşizme karşı omuz omuza”) birisi güncel görev olarak öne çıkıyor. Hükümet istifa etmelidir.
Demokratik hükümet
Üke hükümetsiz kalmaz. Gayri meşru bir yönetimin yerine halkın iradesine dayanan meşru bir yönetimin gelmesi, demokrasinin işlemesi, demokratik kuralların uygulanması demektir. 12 Eylül rejiminin yeni efendisi AKP'nin gericilik, vurgun ve savaş programının yerine, direnişe katılan halkın acil ortak taleplerini hayata geçirecek demokratik bir hükümet kurulmalıdır.Bu hükümetin ilk görevi, Taksim Dayanışması'nın yukarıda belirtilen başlangıç taleplerinin yanı sıra, kuşkusuz, halkın ortak taleplerinin yerine getirilmesi olacaktır:
- Hiçbir emekçi açlık sınırının altında yaşamak zorunda bırakılmasın. Asgari ücrete yüzde yüz zam yapılsın.
- Bütün çalışanların ve emeklilerin gelirinde insanca yaşamaya yeterli ölçüde artış yapılsın.
- Bütün taşeron işçiler kadroya geçirilsin.
- Büyük işletmelerde işten atmak yasaklansın. Devlet, zor duruma düşen küçük işletmelerde işçilerin yeni bir işe yerleştirilmesini sağlasın.
- Planlı bir kalkınma seferberliği başlatılarak herkese iş sağlansın.
- Ziraat Bankası büyük şirketlerin arpalığı olmaktan çıkarılsın. Sadece çiftçilere ucuz kredi sağlasın.
- Halk Bankası holdinglerin destek üssü olmaktan çıkarılsın. Sadece esnafa ve KOBİ'lere ucuz kredi sağlasın.
- Bütün sağlık hizmetleri parasız olsun.
- Bütün eğitim hizmetleri parasız olsun.
- Bütün kredi kartı borçları iptal edilsin.
- Eğitimi ortaçağ dogmalarına teslim eden bilim ve laiklik düşmanı 4+4+4 sistemi iptal edilsin. Zorunlu din dersi kaldırılsın.
-Çağdaş yaşam tarzına müdahale eden bütün kanunlar iptal edilsin.
- Suriye'ye karşı savaş politikasına son verilsin. Türkiye bütün komşularıyla iyi ilişki kursun. Bağımsız, bağlantısız bir dış politika izlensin.l
- İçeride savaş politikasına son verilsin. AKP'nin kendi iktidarını pekiştirme ve Osmanlı yayılmacılığını canlandırma hayaline hizmet eden sahte “Çözüm süreci” şeffaflaştırılsın. Halkın gerçek barışı sağlansın. Eşitlik ve özgürlük temelinde Türk-Kürt kardeşliği sağlansın.
- Özel yetkili olağanüstü mahkemeler kaldırılsın, bütün siyasi davalar düşürülsün. Başta hapiste tutulan milletvekilleri olmak üzere bütün siyasi tutsaklar derhal serbest bırakılsın.
- Faşizmin ve despotizmin aleti olarak kullanılan Terörle Mücadele Kanunu, Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu iptal edilsin.
- Grev yasakları kaldırılsın. Grev kırıcılığı ve sendika düşmanlığı yasaklansın.
-Seçim sistemi demokratikleştirilsin. Seçime katılmak için örgütlenme barajı ve milletvekili çıkarmak için yüzde on barajı iptal edilsin.
-AKP'nin vurgun politikalarından nemalanan bütün bankalar ve holdingler çalışanların denetimine açılsın. Çevreye ve halka ağır zararlar veren kâr ve rant projeleri iptal edilsin. Özelleştirme yağmasından pay alan banka ve holdingler tazminat ödesin. Özelleştirilen bütün işletmeler kamulaştırılsın.
- AKP'nin gericilik, vurgun ve savaş politikasının borazanlığını yapan medya şirketleri çalışanların denetimine geçirilsin. Medya patronlarının diğer alanlarda iş yapması yasaklansın.