Amerika, yanına İngiltere’yi alarak dün (11 Ocak 2024) Yemen’i ağır şekilde bombaladı. Tarihleri boyunca işledikleri savaş suçlarına yenisini ekleyen Amerika ile İngiltere emperyalistleri, Yemen’in başkenti Sana’yı ve liman kenti El Hudeyde’yi vurdu.
İsrail’in Filistin halkına uyguladığı soykırıma tepki olarak İsrail’e savaş ilan eden Yemen, ticaret gemilerinin İsrail limanlarına uğramasını yasaklamıştı. Yemen’in Kızıldeniz’den geçen gemilerin İsrail’e uğramasını engellemesi, caydırıcı bir ticaret ambargosu anlamına geliyordu. Soykırımcının herhangi bir şekilde zarar görmesine tahammül edemeyen Amerika ile İngiltere’nin Yemen’i bombalaması, sadece Yemen ve Filistin halklarının değil, Filistin’de soykırımın durdurulmasını isteyen bütün dünya halklarının iradesine de saldırıdır.
Talihsiz oylama
Amerika ile İngiltere’nin saldırısından bir gün önce, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde Yemen’in "küresel ticareti, seyrüsefer hak ve özgürlüklerini ve bölgesel barışı engelleyen tüm saldırıları derhal durdurmasını" isteyen karar kabul edildi. Böylece, üç aydır İsrail’in soykırımı durdurması yönünde herhangi bir karar çıkarmayı başaramayan BM Güvenlik Konseyi, Yemen’e karşı karar çıkarabildi. Ne kadar iftihar etseler azdır!
Güvenlik Konseyinde on bir ülke Amerika ile Japonya’nın sunduğu karar tasarısının kabul edilmesi yönünde oy kullanırken, dört ülke çekimser kaldı. Amerika, İngiltere, Fransa, İsviçre, Japonya, Ekvador, Guyana, Güney Kore, Malta, Sierra Leone ve Slovenya kabul oyu verdi. Rusya, Çin, Cezayir ve Mozambik çekimser oy kullandı.
Çekimser oy veren dört ülke, tasarının sahadaki gerçek durumu yansıtmadığını, İsrail ve Filistin bağlamından koparıldığını, İsrail’i mutlaka durdurma gereğini vurguladılar ama ne fayda! Tasarı karar gücü kazandı ve emperyalistlerin ekmeğine yağ sürdü. Amerika ile İngiltere, veto yetkisine sahip Rusya ve Çin’in çekimser kalmasını emperyalist saldırganlıkları için “meşruiyet bahanesi” olarak kullandılar. Hemen Yemen’i bombaladılar.
Kıssadan hisse
Durumdan ders çıkaralım: Emperyalizme karşı mücadele eden ülkelerin en azından emperyalistler kadar cesur ve kararlı olması gerekiyor. İncelikli hesaplarla çekimser oy kullanmak, “kendimizi dünyaya anlatamayız, bizi yanlış anlarlar” yaklaşımını benimsemek, uzlaşmacı davranmak, zalim ile mazlum arasında sözüm ona “denge” kurmaya çalışmak halklara yaramıyor. Emperyalistler, karşıtlarının çekimser oylarını anında savaş ve katliam kozuna dönüştürüyor.
BM Güvenlik Konseyinde 17-18 Mart 2011 gece yarısında yapılan oylamada Rusya ile Çin’in çekimser kalmasının Libya’ya NATO saldırısı ve işgali için nasıl bahane olarak kullanıldığını unutmadık. Unutanların ivedilikle hatırlamasını diliyoruz. Hoş, emperyalistler kendi saldırganlıklarıyla zaten kafamıza vura vura ne yapmamız gerektiğini bize anında hatırlatıyorlar. Fakat son pişmanlık fayda etmiyor.
Yemen, Amerika ile İngiltere’nin saldırısı üzerine yaptığı açıklamada, emperyalistlerden korkmadıklarını, Filistin halkını desteklemeye devam edeceklerini, Amerika ile İngiltere’ye misillemede bulunacaklarını ve ağır bedel ödeteceklerini bildirdi.
Filistin halkını destekleyen Yemen’e yönelik emperyalist saldırganlığı protesto ediyoruz.
Emperyalizm ve sömürgecilik kaybedecek. Filistin halkı kazanacak, Yemen halkı kazanacak, dünya halkları kazanacak.