Türkiye işçi sınıfının öncü siyasal örgütü olan Türkiye Komünist Partisi, dünyada sosyalizm çağını başlatan 1917 Büyük Ekim Devriminin doğrudan etkisi altında ve 1918-1922 arasında yurdumuzu işgal eden emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşının ateşi içinde 10 Eylül 1920’de kuruldu.
Türkiye Komünist Partisinin tarihsel kurucuları, Mustafa Suphi, Ethem Nejat ile Bakû’da yapılan kuruluş kongresine katılan bütün yoldaşlarıdır.
Enternasyonalizmle yurtseverliği, Büyük Ekim Devriminin toplumsal kurtuluş ruhuyla bağımsızlık savaşımızın ulusal kurtuluş özlemini varlığında eylemli olarak birleştiren TKP, daha kuruluşunun beşinci ayında 15 yöneticisini burjuvazinin kanlı pususunda kaybettiği hâlde, onurlu mücadelesini aralıksız sürdürdü. Dünya komünist ve işçi hareketinin ilke ve ülkülerine bağlı kaldı; sömürüsüz, sınıfsız, devletsiz, savaşsız ve sınırsız eşitlik ve özgürlük dünyasının kurulması için durmadan çalıştı. Kapitalizme karşı sosyalizm için, emperyalizme karşı bağımsızlık için, faşizme ve despotizme karşı demokrasi için, ırkçılık ve şovenizme karşı halkların dostluk ve dayanışması için, dinci gericiliğe karşı laiklik ve aydınlanma için, erkek egemenliğine karşı kadın-erkek eşitliği için aralıksız mücadele etti.
Kapitalist düzene son verilmesi; işçilerin, emekçi köylülerin, şehir emekçilerinin proletarya iktidarını kurarak dünyayı yönetip dönüştürmesi; tüm devlet görevlilerinin seçimle belirlenmesi; üretim araçlarının ortak mülkiyeti sistemine geçilmesi; yöneten-yönetilen ayrımının kalkması ve devletin sönümlenmesi; uluslar arasında kardeşliğin kurulabilmesi için kendi kaderini serbestçe belirleme hakkının tanınması; ulusal sınırların ortadan kalktığı enternasyonalist bir dünya kurulması; emeğin, kadınların ve çocukların kurtuluşu gibi yepyeni kavramları Türkiye topraklarına taşıma ve kökleştirme onuru Türkiye Komünist Partisine aittir. Emperyalizme karşı en kararlı biçimde mücadele etme, ülkenin bağımsızlığına en zor koşullarda sahip çıkma ve en tutarlı yurtseverliği savunma onuru TKP’ye aittir.
TKP, emperyalist işgale karşı bağımsızlık savaşında; padişahlığa ve halifeliğe son verilerek laik cumhuriyetin kurulmasında; milli burjuvazinin tek parti yönetimine karşı mücadelede; 1940'larda Nazi işbirlikçisi faşist güçlere karşı koymada; 1950-1960 döneminde Amerikancı-NATO’cu yönetime karşı bağımsızlık ve demokrasi mücadelesinde; 27 Mayıs 1960 sonrasında işbirlikçi-komprador büyük burjuvazinin ve büyük toprak beylerinin koalisyonlarına karşı eşitliği, özgürlüğü ve sosyalizmi yaymada; Adalet Partisinin antidemokratik iktidarına karşı direnmede; 12 Mart 1971 faşizmine karşı koymada; Adalet Partisi önderliğindeki gerici ve faşist yönelimli Milliyetçi Cephe iktidarları karşısında devrim ve sosyalizm atılımını yükseltmede; 12 Eylül 1980 faşist yönetimine karşı mücadelede; 1983’ten günümüze kadar, 12 Eylül rejimi temelinde işbirlikçi-komprador kapitalizme, militarizme ve gericiliğe yaslanan bütün iktidarlara karşı işçi sınıfının; şehir ve köy emekçilerinin; ezilen halkların; işsizlerin, yoksulların, kimsesizlerin; kadınların, gençlerin, aydınların, çocukların sözcüsü olarak hep önlerde oldu.
TKP, devrimin ve sosyalizmin; eşitliğin ve özgürlüğün; emeğin, halkların, kadınların ve çocukların kurtuluşunun; alınteriyle yaşayan bütün halkın elbirliğiyle yönettiği, elbirliğiyle ürettiği ve yaratılan refahı ortaklaşa paylaştığı adaletli bir düzenin; bağımsızlığın ve demokrasinin; enternasyonalizmin ve yurtseverliğin; aydınlanmanın ve laikliğin; insana, canlılara ve doğaya saygılı kalkınmanın partisidir.
TKP’nin bütün çalışmalarına yön veren teorik temel, dünya işçi sınıfının ortak öğretisi olan bilimsel sosyalizmdir. TKP, mücadelelerini Marksizm-Leninizm ile Türkiye komünist ve işçi hareketinin ülkemizin özgül koşulları içinde edindiği deneyimi birleştirerek yürütür.
Yaşamlarını devrime ve sosyalizme adayan bütün öncülerimiz ile ulusal kurtuluş savaşımızı zafere ulaştıran ve cumhuriyetimizi kuran kahramanlarımızın mücadele geleneği TKP’nin esin kaynağıdır.