Klara Zetkin, Nadejda Krupskaya, Alexandra Kollontay ve nice komünist önder kadına 8 Mart'ın doğuşunu borçluyuz. Onları selamlarken, yükselttikleri mücadele bayrağı komünist kadınlara yol göstermeye devam ediyor.
Günümüzde de, kapitalizme karşı mücadelede, işçi sınıfının içerisinde kadın işçilerin siyasal, toplumsal, ekonomik alanda tam eşitlik ve kurtuluşları doğrultusunda örgütlenmesi yakıcı bir görev olarak karşımızda duruyor.
Partimiz bu görevi doğrultusunda programında kadın kurtuluş mücadelesine atfettiği önemi, "Kadınların Kurtuluşu İçin" bölümündeki kadınlara ilişkin taleplerimizi ve amaçlarımızı şu şekilde ifade etmiştir:
Kadınların kurtuluşu için;
1. Erkek egemenliğine dayalı toplumsal iş bölümü sistemini kaldırmak, kadın-erkek eşitliğini eksiksiz sağlamak.
2. Aileyi toplumsal egemenlik ilişkilerinin yeniden üretildiği bir toplum birimi olmaktan çıkarmak.
3. Kadınları eve hapseden ev işleri, çocuk, yaşlı, hasta bakımı gibi işlerin kamu tarafından üstlenilmesini sağlamak. Mahallelerde yaygın ve parasız yemekhaneler, çamaşırhaneler, ocaklar kurmak, çocuklar için yuva, kreş, gündüz bakım evleri; yaşlılar için bakım evleri açmak.
4. Kadına yönelik şiddete karşı mücadelenin bir aracı olarak yaygın ve kadınların istedikleri kadar kalabilecekleri kadın dayanışma birimleri açmak. Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz durumlarında kadının beyanı esastır ilkesini benimsemek.
5. Töre ve namus cinayetlerini durdurmak için her yönlü önlemleri derhâl uygulamak.
6. Çalışan sayısına bağlı olmaksızın, her işverene yanında çalıştırdığı işçi ve emekçilerin çocukları için yuva ve kreş ihtiyaçlarını karşılama zorunluluğu getirmek.
7. Ev kadınlarının isteğe bağlı sigorta ve emeklilik koşullarını iyileştirmek.
8. Çalışan kadınların sosyal güvenlik haklarını geliştirmek, emeklilik yaşını, prim ödeme gün sayısını düşürmek.
9. Boşanan kadınların evlilikte edinilmiş sosyal güvenlik haklarını tıpkı mal rejiminde olduğu gibi eşit olarak paylaştırmak. Hiç sigorta girişi olmayan eşi de bu haktan yararlandırmak, sigorta girişi yapmış saymak.
10. Medeni Kanun’da değişiklik yapılarak boşanan kadınların kütükten kütüğe taşınmasına son vermek. Her birey için ayrı kütük oluşturmak. Kadınlara soyadı seçme özgürlüğünü tanımak.
11. Kadınların sanayide gece vardiyasında çalıştırılmasını yasaklamak.
12. Doğum borçlanmasını tüm çocuklar için doğumdan önce sigortalı olmak şartı aranmaksızın sağlamak.
13. Kadın bedeni ticaretine, seks köleliğine son vermek. Bunlara maruz bırakılan kadınların uğradıkları her türlü şiddete karşı mücadele etmek; onlara kalıcı ve güvenceli iş imkânı yaratarak özgürleşmelerine yardımcı olmak.
14. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü bayram-ücretli tatil günü kabul etmek.
Partimiz, EBT bireylerin insanca yaşaması için EBT bireylere (eşcinsel, biseksüel, trans) bireylere yönelik cinsel yönelim ve cinsiyetçi ayrımcılığa son vermek, medeni haklarını güvence altına almak, sosyal ve ekonomik yaşama eşit haklarla katılımlarını sağlamak için mücadeleyi sürdürüyor. Şiddet, taciz, tecavüz durumlarında EBT bireyin beyanı esastır ilkesini benimsiyor.
Partimiz, Kürt kadınlarının kimlik ve anadil gibi hak talepleri doğrultusunda Kürt sorununun adil, demokratik tüm halkların haklarını gözetecek biçimde çözüme kavuşturulmasını savunuyor. KCK davalarından başta KESK'li kadınlar olmak üzere yüzlerce kadın tutuklu bulunuyor. Bütün kadın tutsakların özgür bırakılmalıdır. Üç defa beraat ettiği halde son duruşmasından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına Sosyolog Pınar Selek'e yapılan hukuksuzluğun son bulmasını talep ediyoruz.
Emperyalist işgal altında bulunan Suriye halkı acılara boğuldu. Suriye halkına ve Suriyeli kadınlara ve çocuklara uygulanan zulmü kınıyor, Suriye'deki emperyalist savaşın ve işgalin son bulmasını ve barışın hakim olmasını talep ediyoruz.
Partimiz, AKP'nin "her kürtaj Uludere'dir" söylemiyle kürtajı yasaklama girişimlerine karşı, kadın bedeni, cinselliği ve doğurganlığı üzerinde devletin ve erkeğin denetimini öngören politikalara karşıdır, "kürtaj değil, asıl kürtaj yasağı cinayet anlamına geliyor" diyoruz. Kadınların parasız, sağlıklı, güvenli doğum kontrol ve kürtaj hakkı için kürtajın yasaklanma girişimlerine karşı çıkıyoruz.
Gerek evde, gerek işte, kadın emeği yoğun sömürü altında. Güvencesiz, esnek çalışma koşulları, kadınların sigortasız gelecek güvencesinden yoksun çalışmalarına neden oluyor. Kadınların iş cinayetlerine kurban edilmesine yol açıyor. Kadınların ucuz işgücü olarak sömürüye son verilerek, kadınlara tam istihdam sağlanmasını, güvenceli iş ve geleceklerini güvence altına alacak sosyal güvenlik haklarının sağlanmasını talep ediyoruz.
Partimiz, had safhaya ulaşan kadına yönelik şiddete, kadınlara ve ebt bireylere yönelik nefret cinayetlerine karşı mücadeleyi sürdürüyor, bu alanda kadın hareketinin önerileri doğrultusunda köklü çözümler üretilmedikçe hükümetin sözde önlemlerinin hiçbir işe yaramayacağını belirtiyor.
TKP 1920 kadınların tam kurtuluşu için erkek egemen kapitalist sömürü sisteme karşı mücadelesini sürdürüyor. Partimiz, kadın hareketi içerisinde örgütlenen ilerici kadınların mücadelesini ve taleplerini destekliyor.
BÜTÜN KADINLARIN 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN!
YAŞASIN SOSYALİZM!
KADINLARA TAM İSTİHDAM, GÜVENCELİ İŞ, TAM SOSYAL GÜVENLİK!
8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ ÜCRETLİ TATİL GÜNÜ OLARAK KABUL EDİLMELİDİR!
EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET!
KADIN CİNAYETLERİNE SON! NEFRET CİNAYETLERİNE SON!
KESK'Lİ KADIN TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILSIN!
PINAR SELEK'E ÖZGÜRLÜK!
EBT (EŞCİNSEL, BİSEKSÜEL, TRANS) BİREYLERE YÖNELİK CİNSEL YÖNELİM VE CİNSEL KİMLİK AYRIMCILIĞINA SON!
8 Mart'ın Tarihçesi
Sanayi devriminin ardından kapitalist üretim biçiminin ortaya çıkışıyla beraber, işçi sınıfı ağır sömürü koşullarına karşı sermaye sınıfına karşı mücadele yürütürken, kadın işçiler bu mücadele saflarındabaşından itibaren yer aldılar.
Sermaye sınıfı için "ucuz" işgücü olarak sömürülmelerine karşı, işçi sınıfının kurtuluş mücadelesi içinde -proleter kadınların kendilerine özgü talepleriyle- yer almışlardır.
26-27 Ağustos 1910 tarihlerinde Kopenhag'da II. Enternasyonal'e bağlı olarak "İkinci Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı" gerçekleşir. Bu konferansın deklarasyonunda kadın işçilere günde sekiz saatlik çalışma süresi talebi, hamile kadın işçilere doğumdan önce 8 haftalık doğum izni talebi, emziren kadınlara süt izni, 12 yaşından küçük çocukların çalıştırılmasının yasaklanması, işsiz kadınlara sosyal güvenlik talepleri yer alır.
Kadınlara oy hakkı talebi de bu konferansın diğer bir ana gündemiydi. Ancak her sınıftan kadınların oy hakkına bakışlarının farklı olduğu bu konferansta dile getiriliyordu. Burjuva kadın hareketinin talep ettiği oy hakkından ayrı olarak, proleter kadınların oy hakkının gözetilmesi gereği öne çıkarılıyordu. İşte bu konferansta, Klara Zetkin, sosyalist ve emekçi kadınların her yıl uluslararası çapta bir kadınlar günü düzenlemesini önerir:
"Her ülkenin sosyalist kadınları, kendi ülkelerinde proletaryanın sınıf bilincine sahip politik ve sendikal örgütleriyle mutabakat içinde, esas olarak kadınlara oy hakkının ajitasyon ve propagandasına hizmet etmek üzere, her yıl bir kadınlar günü düzenler. Bu talep, sosyalist anlayışın kadın sorununa yaklaşımına uygun olarak gündeme getirilmelidir. Kadınlar günü uluslararası bir karakter taşımalı ve özenle hazırlanmalıdır."
Klara Zetkin'in önerisinin kabul edilmesinden sonra, 1911 yılının 19 Mart'ında ilk defa çok kitlesel olarak ve uluslararası çapta, Almanya, Avusturya, Danimarka, İsviçre ve ABD'de bu gün kitlesel bir biçimde kutlandı. Bu kutlamalar, özellikle kadınlara oy hakkı talebi ile birleşiyordu. Eşit işe eşit ücret, sekiz saatlik işgünü, analık hakları ve de emperyalist savaşların son bulması gibi talepler kadınların önemli talepleri arasında yer alıyordu. Ayrıca bugün 1848 yılında Almanya'da gerçekleşen Mart devrimleri sırasında 18 Mart'ta Berlin'de şehit düşenler anıldığı için "devrimci" bir niteliğe sahipti. Ve yine 18 Mart'ta 1871'de (bir proleter devrim girişimiydi ve 29 Mayıs 1871'de burjuvazi tarafından bastırılmıştı) başlayan Paris Komünü'nün yıldönümü anılıyordu. Bundan sonraki yıllarda "emekçi kadınların sorunlarına ayrılan bu bir gün", böylesi bir alışkanlık ve gelenekten yola çıkarak, uluslararası çapta Mart ayının çeşitli günlerinde kutlanmaya devam etti. İlk defa 1914 yılında bu gün, kadınlara oy hakkı talebiyle 8 Mart'ta kutlanır.
Şubat Devrimi
Emekçi kadınlar gününün artık resmen Mart'ın 8'i olarak belirlenmesi ise, bundan çok sonra, 1921 yılında Moskova'da yapılan II. Uluslararası Komünist Kadınlar Konferansı'nda gündeme gelir. Bilindiği gibi, 1917 yılında (eski Rus takvimine göre 25 Ekim, bugünkü takvime göre 7 Kasım'da) gerçekleşen Büyük Ekim Devrimi'nden önce, Şubat Devrimi olarak anılan devrim gerçekleşmişti. Şubat Devrimi Çarlık Rusyası takvimine göre 23 Şubat'a, yani bugün kullandığımız takvime göre 8 Mart 1917 tarihine denk geliyordu. Ve bu devrimin kıvılcımı, Petrograd'lı tekstil işçisi kadınlar tüm işyerlerinde o tarihte, yani bugünkü takvime göre 8 Mart'ta çıktıkları grevler ve direnişlerle yakıldı.
Nadejda Krupskaya ve Klara Zetkin de yer aldığı 1921 yılındaki konferansta, kadın hareketi açısından programatik nitelikteki "Yönergeler" kabul edilerek, 8 Mart Petrograd'da Şubat Devrimi'ni başlatan tekstil işçisi kadınlara ithaf edildi.
II. Komünist Kadınlar Konferansı, uluslararası komünist kadın hareketini burjuva kadın hakları savunucularından kesin çizgilerle ayıran yönergeleri belirledi. Bu yönergelerde şu ifadeler yer alıyordu:
"Yönergeler, cinsiyet köleliğinin ve sınıf köleliğinin nedeninin son tahlilde özel mülkiyet olduğu ve kadınların tam kurtuluşunun ancak ve yalnızca üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetin kaldırılması ve onların toplumsal mülkiyete dönüştürülmesi ile güvence altına alınabileceği tespitinden yola çıkmaktadır. (...) Proletaryanın devrimci sınıf mücadelesi olmaksızın kadınların gerçek ve tam kurtuluşu olanaksızdır, kadınlar bu mücadeleye katılmaksızın kapitalizmin parçalanması, sosyalist yeniyi yaratma olanaksızdır"