97 yıllık yaşamını TKP saflarında, Türkiye işçi sınıfının ve emekçi halkımızın kurtuluşuna adamış, son nefesine kadar örgütlü mücadeleden geri düşmemiş Mehmet Bozışık yoldaşımızı bugün (27 Ağustos 2013) saat 11.00'de ölümünün 15. yıldönümünde Feriköy'de bulunan mezarı başında andık.
Yaşamı boyunca tüm komünistlere, işçilere, devrimcilere ve gençlere örnek olmuş Boz Mehmet’in mezarı başında bir araya gelen Partili yoldaşları yaptığı konuşmalarda Bozışık yoldaşın yaşamı ve mücadelesinin Türkiye'de devrim ve sosyalizm mücadelesi olduğunun altını çizdi. Bozışık'ın devrim ve komünizm mücadelesine bağlılığı ve bu yolda mücadele kararlılığı vurgulandı.
Enternasyonal Marşının okunması ve devrim şehitleri için yapılan saygı duruşu ile başlayan anma, Mehmet Bozışık yoldaş ile aynı dönemde mücadele etmiş yoldaşlarının ve onu görme fırsatını hiç yakalamamış ama onu mücadelesi ve kavgasıyla, disiplini ve azmiyle tanıyan; kendine örnek alan gençlerden oluşan katılımcıların TKP Marşı’nı okuması ve Bozışık yoldaşın mezarına karanfiller bırakması ile sonlandı.
Yorulmak bilmeyen devrimci Mehmet Bozışık
1901 yılında Yunanistan’ın Kavala kentinde doğan Mehmet Bozışık, komünizmle kardeşi Salih Bozışık ile birlikte tütün işçiliği yaptığı Kavala’da tanışıyor. 1924 yılında ‘mübadil’ olarak Türkiye’ye geliyor. Tütün işçiliğine devam ediyor. Türkiye Komünist Partisi bir bildiri yayımlayıp işçilerin 1917 devriminden kazanımlarını anlatıyor ve 1917 devriminin 10. yıldönümünde bir gün iş bırakılmasını istiyor. Boz Mehmet de bu çağrıya uyanlardan.
İşte TKP ile tanışması ve ilk eylemi bu oldu. TKP’ye üye olduktan sonra Partinin çeşitli organlarında görev yaptı. 1932 yılında TKP’nin Merkez Komite üyeliğine seçildi. Mehmet Bozışık, mücadele yaşamında 9 kez tutuklandı, 16 yıl hapis yattı ve beş kez sürgün cezasına çarptırıldı. Son gününe kadar 1 Mayıs'lara, işçi grevlerine, öğrencilerin direnişlerine katıldı. Türkiye’nin en yaşlı komünisti olan Mehmet Bozışık aynı zamanda Ürün Sosyalist Dergi’nin de yazarları arasındaydı.
27 Ağustos 1998 Perşembe günü Samatya SSK Hastanesinde diyaliz makinesine bağlıyken hayata gözlerini yumdu. “Ben Marksistim. Komünistim. Bu nedenlede dini inancım yoktur. Eğer ölürsem bana dini tören yapmayın” diyen Bozışık, vasiyetine uygun olarak dini tören yapılmadan ve Parti bayrağına sarılı tabutuyla, 30 Ağustos 1998 Pazar günü toprağa verilmişti.