Emperyalizmin ve siyonizmin kuklası gerici-faşist Müslüman Kardeşler örgütünün emperyalist işgale ortam sağlamak amacıyla çıkardığı kanlı isyanla boğuşan Suriye'de halk, 26 Şubat 2012 Pazar günü sandık başına giderek yeni anayasa taslağını kabul etti.
SANA ajansının bildirdiğine göre, anayasa oylamasına katılım yüzde 57.4 oldu. Sandık başına giden seçmenlerin yüzde 89.4'ü olumlu oy kullandı.
Suriye'deki gerici-faşist isyanı ülkeyi Libya'ya döndürmek ve haritadan silmek amacını taşıyan karşıdevrimci bir girişim olarak değerlendiren Suriye Komünist Partisi (Birleşik) ve Suriye Komünist Partisi, yeni anayasanın kabulünü demokratikleşme doğrultusunda önemli bir adım olarak nitelendiriyor.
Komünistlerin, ilerici ve yurtsever güçlerin olumlu bulduğu anayasa reformu, ne var ki, “özgürlük ve demokrasi” sloganını sömürgeci saldırı, işgal ve karşıdevrimin kılıfı olarak kullanan emperyalist-siyonist güçleri, petrol krallarını ve şeyhlerini, NATO'yu kendiliğinden durduracak bir adım anlamına gelmiyor. Emperyalist savaş bloku Suriye'yi yıkmak için elinden geleni ardına koymuyor.
Bilindiği gibi, 4 Şubat 2012'de BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye'ye işgal gücü gönderilmesinin yolunu açacak karar tasarısı Rusya ve Çin'in vetosuyla kabul edilmemişti. ABD, İngiltere ve Fransa'nın dikte ettiği tasarıyı, bu üç ülkenin yanı sıra, Güvenlik Konseyi'nin geçici üyeleri Almanya, Portekiz, Fas, Guatemala, Kolombiya, Azerbaycan, Pakistan, Togo, Hindistan ve Güney Afrika da desteklemişti.
Hindistan ve Güney Afrika gibi bağımsızlık ve bağlantısızlık iddiasında bulunan iki büyük ülkenin bile emperyalist blok doğrultusunda oy kullanması, dünya egemenlerinin Suriye'yi ve ardından emperyalizme kayıtsız şartsız boyun eğmeyen bölge güçlerini yıkmakta ne kadar kararlı olduklarını, bu yolda ne kadar büyük baskılar uyguladığını göstermişti.
Güvenlik Konseyi'nden istediği kararı çıkaramayan emperyalist blok dünya kamuoyunu yeni bir işgale hazırlamak için 17 Şubat'ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Suriye düşmanı karar tasarısını kabul ettirebildi. Yapılan oylamada, 137 ülke karar tasarısına “Evet” oyu verdi, 12 ülke “Hayır” oyu kullandı, 17 ülke ise çekimser kaldı.
Bu oylamanın ardından, emperyalist blok, 24 Şubat'ta Tunus'ta dünyanın dört bir yanından işbirlikçi-komprador oligarşi yönetimindeki 68 ülkeyi “Suriye'nin Dostları” adı altında biraraya getirdi. Amerikan emperyalizminin güdümünde düzenlenen bu gerçek “Suriye Düşmanları” toplantısı da tehlikenin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.
Türkiye egemenleri, ne yazık ki, Suriye halkını topluca boğazlamayı amaçlayan bu emperyalist saldırı sürecinde sömürgeciliğin en hevesli askeri olarak öne çıkıyor. AKP'yi Irak, Afganistan ve Libya'dan sonra Suriye'de de bölge halklarına karşı emperyalizmin safında hareket etmekten caydırmak, bütün devrimci, ilerici, yurtsever güçlerin boynunun borcudur.