Toplumcu Kurtuluş Partisi İstanbul İl Örgütü, hayat pahalılığını protesto etmek için basın açıklaması gerçekleştirdi.
Şişli Cevahir AVM önünde 3 Nisan 2022 Pazar günü "Hayat pahalılığına karşı planlı ekonomi ve kamucu önlem istiyoruz!" başlığı ile yapılan basın açıklamasını, parti sözcüsü Onur Balcı okudu.
Basın açıklamasında kapitalist vurgunculuk ekonomisinin çöktüğünü, serbest piyasa ekonomisi ile kalkınma olamayacağını vurgulayan Balcı; "Şimdilerde AKP çevreleri unutsa da, biz 'ekonomik kurtuluş savaşı' kavramını ciddiye alıyoruz. Halkımızın refahı ve vatanımızın birliği bütünlüğü için, temelleri cumhuriyetle atılan ulusal ekonomi anlayışını benimsiyoruz. AKP üretim ekonomisine geçeceğini söylüyor. Lafla peynir gemisi yürümez, somut icraat gerekir. Halep oradaysa arşın burada diyoruz ve halkımızı ekonomi yangınından kurtaracak, Kasım 2021’de ilan ettiğimiz acil eylem programını, bütün yurttaşlarımızın dikkatine sunuyoruz" diyerek 1920 TKP'nin açıkladığı acil eylem programının maddelerini yineledi.
Basın açıklamasının devamında "Halkımızı ekonomi yangınından kurtaracak acil eylem programının uygulanmasıyla kırk yıldır bir avuç vurguncunun yararına, milyonlarca emekçinin zararına yaratılan yıkım süreci tersine çevrilebilir. Bütün ulusal demokratik güçleri vatan, cumhuriyet, emek için birleşmeye çağırıyoruz. İşçiler, şehir ve köy emekçileri, aydınlar, esnaf, çiftçiler, sanayici ve tüccarlar, bütün ulusal demokratik güçler ulusal birlik hükümeti etrafında birleşmelidir" ifadeleriyle yer aldı.
Basın açıklaması yurttaşları hayat pahalılığına karşı örgütlenmeye davet ederek, slogan ve alkışlarla son buldu.
İŞSİZLİK PAHALILIK YOKSULLUKLA MÜCADELEYE
Gün geçmiyor ki yeni bir zam haberi gelmesin. Ardı ardına gelen zamlarla gıda, temizlik ve hijyen ürünleri; temel ihtiyaçlarımız, kiralar, akaryakıt, toplu taşıma zaten ulaşılmaz bir durumdayken bir de karaborsacılık ile boğuşuyoruz.
En başta zincir marketler olmak üzere büyük tedarikçiler bir yandan, Ukrayna savaşı bir yandan kıtlık bahanesiyle vurgun üstüne vurgun yapıyor.
Öte yandan Türkiye’nin ihtiyacını karşılamakta yetersiz kalan ürünlerin ihracatına izin verilerek karaborsacılara yeni fırsatlar yaratılıyor.
Kapitalist vurgunculuk ekonomisi çöktü
20 yıldır ülkemize özelleştirme, yüksek dış borç, yüksek faiz-düşük kur ve ucuz işçilik ile üretmeden tüketmeye dayalı, borçlanarak ithal ürünler satın aldığımız sahte ekonomik büyüme rüyaları yaşatan AKP yönetimi, hanelere düşürdüğü ateşle işçileri, emekçileri, esnafı, küçük ve orta ölçekli işletmeleri; ekonomik yangın kabusuna uyandırıyor.
Üretenin, çalışanın değil; tefecinin, komisyoncunun, zincir marketlerin, dolar milyarderlerinin, borsacıların azandığı kapitalist vurgunculuk düzeni iflas ediyor.
Türkiye halkı, emperyalizmin işbirlikçisi holdinglerin boyunduruğu altında işsizlikten pahalılıktan yoksulluktan kırılıyor.
Serbest piyasa ekonomisi ile kalkınma olmaz
AKP yönetimi; düşük faiz-yüksek kur, daha da ucuz işçilik ve ucuz varlıklar politikasına dayalı yeni ekonomik modelini çoktan unuttu. Yabancı sermayeye ve ithalata dayalı kalkınma hayalleri suya düştü. Çünkü Erdoğan yönetimi, döviz soygununu hızlandırarak faizlerin büyük oranda yükseltilmesini ve ülke ekonomisinin uluslararası para babalarının örgütü İMF’ye teslim edilmesini talep eden finans kapitalin saldırısına karşı; döviz ticaretini yasaklamak, bankalardaki dolar milyarderlerinin servetini Türk Lirasına çevirmek, serbest piyasa kurallarına dokunmak istemedi.
İktidar bu tercihiyle ekonominin anahtarını Türkiye’ye kayıtsız şartsız teslimiyeti dayatan, ülkemizi karadan ve denizden kuşatan Amerikan emperyalizmine hizmet eden dolar milyarderlerine teslim etmiş oldu.
Bağımsızlığımız, egemenliğimiz, toprak bütünlüğümüz hakikaten büyük tehlikede.
Karaborsaya, hayat pahalılığına son
Erdoğan yönetimi finans kapitale teslim olup enflasyonla mücadeleyi dolar milyarderlerinin vicdanına bırakınca, vurguncular da köpeksiz köyde değneksiz gezmeye başladı.
Serbest piyasaya müdahale etmekten çekinen iktidar, zincir marketlerin göz göre göre stokçuluk yapmasına bile göz yumuyor. En son yaşanan yağ ve şeker krizleri, oruç ayının gelmesi ile temel gıda ürünlerindeki fahiş artışlar bunun canlı örnekleri. İktidar ancak günler süren vurgunların ardından piyasaya kibarca müdahale edebiliyor.
Maaşlarımız buhar oluyor
Fiyatların yükselmesi, kıtlık, karaborsacılık, vurgunculuk ekonomik yangını daha da büyütüyor. Ocak ayında asgari ücrette, memur ve emekli maaşlarında yapılan artışlar ilk ay sonundan itibaren kaybolup gitti bile. Şimdi iktidar pahalılıkla mücadele için KDV indirimleri yapıyor. Bu yolla enflasyonla mücadele dolar milyarderlerinin, zincir marketlerin acımasız kâr hırsına emanet edilmiş oluyor.
Halk düşmanlarının belirlediği serbest piyasa koşullarında artan fiyatlar karşısında maaş artışları ve KDV indirimleri kızgın tavaya damlatılan su misali anında buhar olup gidiyor.
Enerji üretim ve dağıtımı, karaborsacı zincir marketler, temel ihtiyaç ürünlerinin büyük ölçekli dağıtımı kamu tekeline alınmazsa gelecekteki maaş artışları da vergi indirimleri de buhar olup gidecektir.
Ulusal ekonomi anlayışı
Şimdilerde AKP çevreleri unutsa da, biz “ekonomik kurtuluş savaşı” kavramını ciddiye alıyoruz. Halkımızın refahı ve vatanımızın birliği bütünlüğü için, temelleri cumhuriyetle atılan ulusal ekonomi anlayışını benimsiyoruz.
AKP üretim ekonomisine geçeceğini söylüyor. Lafla peynir gemisi yürümez, somut icraat gerekir. Halep oradaysa arşın burada diyoruz ve halkımızı ekonomi yangınından kurtaracak, Kasım 2021’de ilan ettiğimiz acil eylem programını bütün yurttaşlarımızın dikkatine sunuyoruz.
Acil eylem programı
I. Döviz ve faiz soygunu durdurulsun. Emperyalist devletlerin ve işbirlikçi kodamanların ekonomik tetikçiliğine imkân sağlayan serbest döviz ticareti ve transferi yasaklansın. Kambiyo sistemi devlet denetimine alınsın.
II. Bankalarda bir avuç zenginin elinde olan ve toplam değeri 250 milyar dolara dayanan döviz tevdiat hesapları Türk Lirasına çevrilsin ve ülkemizin kalkınma hamlesinde kullanılsın.
III. Asgarî ücrete, genel ücretlere, memur ve emekli maaşlarına hak kayıplarını giderecek ve insanca yaşamaya yetecek köklü zam yapılsın.
IV. Gıda, su, enerji dahil temel ihtiyaç fiyatlarına ve kiralara narh koyulsun / tavan getirilsin.
V. Dolar milyarderlerine ve milyonerlerine servet vergisi uygulansın. Dolar garantili Yap-İşlet-Devret işletmelerindeki ödemeler Türk Lirasına çevrilsin.
VI. Küçük esnafın borçları silinsin. Küçük işletmelere vergi, sigorta ve faizsiz kredi desteği sağlansın.
VII. Kalkınmanın dinamosu kamu sektörüdür. İşsizliğe son vermek için kapsamlı bir kamu yatırım/üretim seferberliği başlatılsın. Herkese iş sağlansın. Tarım ve sanayi üretimi teşvik edilsin. Halkın refahına ve yerli üretime dayalı bağımsız ekonomi inşa edilsin.
VIII. Küçük ve orta çiftçi borçları silinsin. Çiftçiye traktör, mazot, elektrik, tohum, ilaç desteği sağlansın ve kooperatifler teşvik edilsin.
IX. Kalkınma hamlesini yönetmek ve düzenlemek amacıyla devlet planlama örgütü yeniden kurulsun.
X. Serbest piyasa ekonomisi bayraktarlığıyla ortaya çıkan neoliberalizmin, en zengin kapitalistlerin en bayağı menfaatlerini maskeleyen bir ideoloji olduğunu bilelim. “Merkez Bankasının bağımsızlığı” düşüncesinin, ekonomiyi halkın/demosun iradesi/yönetimi/denetimi dışına çıkarıp para babalarının tekeline bırakma hilesi olduğunu unutmayalım. Vatana Cumhuriyete Emeğe düşman neoliberalizmin demokrasiyle hiçbir şekilde bağdaşmadığını aklımızdan çıkarmayalım. Ekonomiyi İMF’ye teslim etmek intihar politikasıdır. Çoktan iflas etmiş neoliberal borç-faiz ekonomisini hâlâ sürdürmeyi savunan işbirlikçi muhalefet en hafif deyimiyle aymazlık içindedir.
Ulusal birlik hükümeti
Halkımızı ekonomi yangınından kurtaracak acil eylem programının uygulanmasıyla kırk yıldır bir avuç vurguncunun yararına, milyonlarca emekçinin zararına yaratılan yıkım süreci tersine çevrilebilir. Bütün ulusal demokratik güçleri vatan için, cumhuriyet için, emek için birleşmeye çağırıyoruz. Ekonomi yangını tek bir partinin üstesinden gelebileceği, seçim hesaplarında kullanılabilecek sıradan bir felaket değildir. İşçiler, şehir ve köy emekçileri, aydınlar, esnaf, çiftçiler, sanayici ve tüccarlar, bütün ulusal demokratik güçler ulusal birlik hükümeti etrafında birleşmelidir.
Bildirinin PDF hali için tıklayınız (56 kb)