Halk kahramanları kavgamızda yaşıyor

06 Mayıs 2020
Halk kahramanları kavgamızda yaşıyor

6 Mayıs 1972’de Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan 12 Mart darbecilerinin göstermelik mahkemelerinde verilen hükümle idam edildi. Emperyalistler ve işbirlikçi burjuvazi, 48 yıl önce faşist cunta eliyle yaptıkları bu saldırı ile işçilere, köylülere, emekçilere ve aydınlara korku salmak, onları bağımsızlık ve sosyalizm mücadelesinde yılgınlığa sürüklemek istediler. Ama tam tersine bu üç genç devrimci halkın Vatan Cumhuriyet Emek mücadelesinde bayraklaştılar. Onların isimleri emperyalizm ve işbirlikçilerinin karşısına dikilen birer kale gibi yükseldi. 

 

Tam bağımsızlık ve sosyalizm

Onlar Ulusal Kurtuluş Savaşı ile kazandığımız siyasal bağımsızlığımızın ayaklar altına alınmasına, emperyalizmin yarı sömürgesine dönüşmemize karşı çıktılar. Türkiye’nin emperyalizmin savaş ve zulüm aygıtı NATO’ya girmesini, Mehmetçiğin emperyalizme asker yazdırılmasını kabul etmediler. Halkların kardeşliği ve dayanışmasını savundular. “Tam bağımsız Türkiye” şiarını benimsediler. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın sürdürücüsü olduklarını vurguladılar. 

Ulusal egemenliğimizin işbirlikçi burjuvazi eliyle içeriden hançerlenmesine karşı çıktılar. Burjuvazinin egemenliğine karşı işçilerin, köylülerin, emekçi halkın egemenliğini savundular. Tam bağımsızlık hedeflerini tutarlı bir şekilde sosyalizm hedefiyle birleştirdiler. 

 

Üç meşale

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın devrimci düşünceleri ve korkusuzca mücadeleye atılmaları arkalarından gelen yeni kuşakların yolunu aydınlattı. Yeni kuşaklar onların yöntemlerindeki yanlışlardan dersler çıkarttılar. Antiemperyalist mücadeleyi işçi sınıfıyla, şehir ve köy emekçileriyle buluşturmak, kitle içinde parti çalışmasıyla emekçi halka yönelmek için yol ve yöntemler geliştirdiler. "Tam bağımsız sosyalist Türkiye” özlemini çok daha geniş kitleler ile buluşturdular.  

 

Devrim ve karşıdevrim mücadelesi  

Üç genç devrimci bağımsızlık ve sosyalizm mücadelesinin devrimci yükselişinin sembolü oldular. Onları idam sehpasına çıkaran Faşist cunta ise emperyalist tekellerin, dünyayı egemenlikleri altına almak isteyen bir avuç dolar milyarderleri şebekesinin, işbirlikçi tekelci burjuvazinin emrindeydi. Emperyalizmin dünya çapındaki gericilik ve karşıdevrim dalgasının kör aleti olarak davrandılar. Gericiliğin ve karşıdevrimin sembollerinden biri oldular. 

Devrim ve karşıdevrim arasındaki dünya çapındaki mücadele bugün de sürüyor. Amerika’nın Koronavirüs salgınını dünya halklarına, dünya işçi sınıfına karşı biyolojik savaş yöntemi olarak kullandığı bugünlerde Deniz’in, Yusuf’un, Hüseyin’in talep ve değerleri tüm yakıcılığıyla güncelliğini koruyor. 

 

Saldırının hedefi

Emperyalizmin karşıdevrimci saldırısının hedefinde bağımsızlığını korumaya çalışan ülkeler var. Çin, Rusya, İran, Kuzey Kore, Küba, Venezüella, Suriye var. Türkiye, Hindistan, Pakistan, Brezilya gibi emperyalist politikalardan bağımsız bir yol izleme eğilimindeki ülkeler var. Salgın tedbirleri ile iflasa sürüklediği ülkelerin, İMF ve Dünya Bankası kredileriyle yeniden ve daha derinden köleleştirilmesi var. Başta Amerika ve Avrupa ülkeleri işçi sınıfı olmak üzere tüm dünya işçi sınıfının ağır hak kayıplarıyla, daha düşük ücretlere razı olması, dolar milyarderleri şebekesinin kârlarına kâr katması var.              

Yeni devrimlere doğru

Emperyalizmin dünya çapındaki bu çok yönlü saldırısı da daha öncekiler gibi dünya halklarının, işçi sınıfının direnişine çarpacak. Dünya halkları bağımsızlık mücadelesini yükseltmenin, işçi sınıfı sömürüden kurtulma kavgasını büyütmenin yollarını bulacak. Emperyalistler ne yaparsa yapsın bağımsızlık, devrim ve sosyalizm mücadelesini yok edemeyecekler. 

İşçi ve emekçi halkımız da dünya halklarıyla birlikte bu onurlu mücadelede yerini alacak. Emperyalizme karşı bağımsız bütün vatan; gericiliğe karşı laik, demokratik, sosyal, hukuk cumhuriyeti; kapitalizme karşı sömürüsüz emek mücadelesini büyütecek. Yeni devrimci atılımlara yürürken sayısız devrim ve halk kahramanlarıyla birlikte Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı da bayraklaştıracaklar.