24 Haziran 2018 baskın seçimlerinin sonuçları belli oldu. Yüksek Seçim Kurulu’nun yaptığı açıklamaya göre, Cumhurbaşkanlığı seçimini oyların salt çoğunluğunu alan Recep Tayyip Erdoğan birinci turda kazandı. Millet Meclisi seçiminde yüzde 10 barajını aşan veya ittifak içinde aşmış sayılan partiler ise AKP, CHP, HDP, MHP ve İyi Parti oldu.
Henüz kesinleşmeyen sonuçlara göre, her iki seçime katılım oranı yüzde 86,2 oldu.
Cumhurbaşkanlığı seçimi
AKP, MHP, BBP’den oluşan Cumhur İttifakının (Hüda-Par’ın da desteklediği) cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 52,6; CHP’nin adayı Muharrem İnce yüzde 30,6; HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş yüzde 8,4; İyi Partinin adayı Meral Akşener yüzde 7,3; Saadet Partisinin adayı Temel Karamollaoğlu yüzde 0,9; Vatan Partisinin adayı Doğu Perinçek yüzde 0,2 oy aldı.
Meclis seçimi
Dayatılan başkanlık rejiminde artık bir danışma meclisi durumuna indirilen Millet Meclisi seçiminde ise Cumhur İttifakı yüzde 53,7 oyla 344 milletvekili çıkardı. İç dağılıma göre AKP yüzde 42,6 oyla 295 milletvekili; MHP yüzde 11,1 oyla 49 milletvekili kazandı.
Millet İttifakı yüzde 33,9 oyla 189 milletvekili çıkardı. İç dağılıma göre CHP yüzde 22,6 oyla 146 milletvekili; İyi Parti yüzde 10,0 oyla 43 milletvekili kazanırken Saadet Partisi yüzde 1,3 oy alarak kendi listesinden milletvekili çıkaramadı.
İttifakların dışında kalan partilerden HDP yüzde 11,7 oyla 67 milletvekili kazandı. Hüda-Par yüzde 0,3 oyla, Vatan Partisi yüzde 0,2 oyla milletvekili çıkaramadı.
Kalıcı olan
Bu sonuçlara göre iktidar bloku parlamenter sisteme resmen son verme ve tek kişinin keyfî yönetimine resmen geçme hedefine ulaştı. İktidar çevreleri zafer çığlıkları atıyorlar.
Ne var ki, baskın seçimin düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün ayaklar altına alındığı, apaçık yalanları koro hâlinde tekrarlayan yatık medyanın eşlik ettiği baskı ortamında gerçekleştiğini gören herkes bu zaferin eninde sonunda bozgunla sonuçlanacağını biliyor. Kalıcı olan halkın iradesidir.
Halk düşmanı taktikler
İşsizliğe, yoksulluğa ve güvencesizliğe mahkûm edilmiş emekçilere şantaj yapmak, muhalefetin temel vaatlerine son anda sahip çıkıyor görüntüsü verip şimşeğini çalmak, olayların akışıyla halkın ulusal birlik ve bütünlük yönündeki haklı kaygılarına saygı gösterirmiş gibi yaparken despotizme, vurgunculuğa ve gericiliğe hız vermek, ulusal demokratik güçlerin bölünmüşlüğünü sömürmek, burjuva ve oportünist muhalefetin hatalarını kullanmak, seçmenlerin kafasını karıştırarak daha bir süre işe yarayabilir.
İmkânsızı zorlamak
Ama halkın özgür iradesine saldırmak, bütün halka ait olan egemenliğe el uzatmak, cumhuriyet kanunlarına baş kaldırmak, bu çağda padişahlığa dönmeye kalkışmak imkânsızı zorlamak demektir. Türkiye halkı bu zorlamayı kabul etmeyecektir. Cumhuriyetin hiçbir kazanımından vazgeçmeyecektir.
Bütünsel süreç
Mücadele tek bir an değil, bütünsel bir süreçtir. Baskın seçim Türkiye’nin yaşamsal sorunlarını veya temel güçlerin dizilişini değiştirmedi. Meydanlara dökülen milyonlarca insan bir gecede buharlaşmadı. Kendimizi bilelim, gücümüzü bilelim. Asıl olan birilerinin antidemokratik dayatması değil, halkın kendi varlığını ve haklarını savunma kararıdır.
İstifimizi bozmayacağız. Emperyalizme, gericiliğe ve işbirlikçi kapitalist vurgunculuğa karşı mücadeleye devam edeceğiz. Aydınlatma ve örgütlenme çalışmalarımızı sabırla sürdüreceğiz. Bağımsız bütün vatan, laik demokratik cumhuriyet, insanca toplumcu düzen için bütün ulusal demokratik güçlerin birliğini mutlaka sağlayacak, birleşik halk hükümetini kuracağız.