Emperyalist sistemin padişahı Obama'nın Suriye halkını topluca katletme planı gittikçe zora giriyor.
ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni yanına alamayınca uluslarası hukukun en yüzeysel meşruiyet yorumundan bile yoksun kaldı.
Yalnızlaşan ABD
Bu ağır hukuksuzluğun üstünü örtmek çabasıyla, Suriye'ye karşı emperyalist bir “gönüllüler koalisyonu” oluşturma girişimi de başarısız kaldı. Savaşsever medyanın bütün çabasına rağmen, Suriye'nin kendi yurttaşlarına karşı “kimyasal silah kullandığı” yalanı pek tutmadı. Dünya halkları yaptıkları gösterilerle Obama'ya “Suriye'den elini çek” diyor. İngiltere barışseverlerinin tepkisi, iktidardaki muhafazakâr ve liberal milletvekillerini bile etkiledi. İngiltere Meclisi, savaş tezkeresini reddetti.
Amerika'nın en sadık müttefiki İngiltere bile savaştan çekilince, savaş istemediğini her yolla belli eden Amerikan halkını ikna etmek için Obama, savaş kararını ertelemek ve Amerikan Kongresi'ne götürmek zorunda kaldı.
G 20 zirvesinde başarısızlık
Ülke içinde sıkışan Obama, Rusya'da yapılan G 20 zirvesinde de umduğunu bulamadı. Zirvede sadece Fransa, Kanada, Suudi Arabistan ve Türkiye ABD'nin savaşına evet dedi. Rusya, Çin, Hindistan, Endonezya, Brezilya, Güney Afrika ve İtalya ise savaşa karşı çıktı.
Dünya nüfusunun büyük çoğunluğunu barındıran bu ülkelerin savaşı açık biçimde reddetmesiyle diplomatik yenilgiye uğrayan Obama, görüntüyü kurtarmak için Suriye'yi suçlayan ancak bu ülkeye karşı askerî güç kullanmaktan söz etmeyen yeni bir bildiri hazırlattı. Bu bildiriye Fransa, Kanada, Suudi Arabistan ve Türkiye'nin yanı sıra, İngiltere, Avustralya, İtalya, Japonya, Güney Kore ve İspanya imza attı. Ne var ki, Avrupa Birliği'nin ağır topu Almanya bu bildiriyi bile imzalamaktan kaçındı.
Suriye'nin diplomatik girişimi
Belli başlı bütün Amerikan televizyonlarına çıkan Obama'nın, Suriye'ye yönelttiği akla mantığa uymayan suçlamalar bir türlü halkı bu emperyalist savaşa ikna edemedi.
İşte bu ortamda, Suriye yönetimi Rusya'nın da önerisiyle emperyalist savaş cephesinin bahanelerine kesin yanıt oluşturacak bir diplomatik teklifle ortaya çıktı. Savaş tehdidinden kesinlikle vazgeçilmesi karşılığında elindeki bütün kimyasal silahları Birleşmiş Milletler denetimine bırakabileceğini açıkladı.
Savaş cephesinin işini daha da zorlaştıran bu teklif, dünya halklarının ve başta İran ile Çin olmak üzere birçok hükümetin geniş desteğini elde etti. Suriye'nin bir dış saldırıyı durdurmak için caydırıcı son çare olarak elinde tuttuğu bir kozdan vazgeçmesi, Amerikan emperyalizmi açısından bir ölçüde başarı sayılacağı için, Obama'ya sıkıştığı köşeden “kuyruğu dik tutarak” çıkma fırsatı da tanıyor.
Barış için son fırsat
Suriye'nin girişimi barış için son fırsattır. Yine de, Suriye'nin verdiği bu diplomatik tavizin, savaşı önlemeye yetip yetmeyeceğini hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Şimdiden söylenebilecek olan şey, bu teklifi reddetmenin emperyalist savaş blokunu daha da yalnızlaştıracağı gerçeğidir.
Eğer bu girişim başarıya ulaşır ve yüz binlerce Suriyeli emperyalist tehditlere teslim olmadan Amerika'nın olası soykırımından kurtulursa, Suriye halkı, bölge halkları, dünya halkları önemli bir zafer kazanmış olacaktır.
Her iki durumda da, Suriye'ye karşı emperyalist vahşeti durdurmak, Suriye halkıyla dayanışmak için çabalarımızı yoğunlaştırmamız gerekiyor.