Mahşerin ortasından devrimci çıkış

09 Eylül 2014
Mahşerin ortasından devrimci çıkış

Partimizin 94. kuruluş yıldönümü İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz etkinlikle kutlandı. 94 yıllık mücadele tarihinin ışığında bölgede ve ülkemizde devrimci çıkış yolunun değerlendirildiği etkinlik 7 Eylül Pazar günü Kadıköy'de Barış Manço Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Saat 15.00'te başlayan etkinlik, devrim şehitleri ve başta 6 Eylül'de yaşanan iş cinayetiyle aramızdan ayrılan sınıf kardeşlerimiz olmak üzere iş cinayetlerinde yitirdiğimiz tüm işçiler için yapılan saygı duruşu ile açıldı. Saygı duruşu sırasında hep bir ağızdan Enternasyonal Marşı okundu.

Partinin kuruluş yıldönümü etkinliğini adet olduğu üzere mücadele tarihlerinin bir dönüm noktası olarak ele alan TKP 1920'liler kutlamayı bu yıl da dünya, bölge ve ülke meselelerini ele aldıkları; halkların emperyalist boyunduruktan, kapitalizmin bataklığından kurtulabilmeleri için önerilerini seslendirdikleri bir gün olarak belirledi. Etkinliğe 6 Eylül şehitleri, Soma şehitleri, Mayıs Haziran 2013 Büyük Halk Direnişi şehitleri damgasını vurdu. Hüzün de vardı elbet ama daha çok öfke vardı. Kör bir öfke değil. Kapitalistlere, emperyalistlere, gericilere, vurgunculara, savaş kışkırtıcılarına karşı duyulan sınıfsal öfke. Sömürüye son vermek için sınıf bilinciyle donanmış halkın öfkesi.

"Uslu'dan yeğdir delimiz bizim"
Saygı duruşunun ardından sahne Merve İleri'nindi. Merve İleri Onbeşlerin katledilmesinden Kürt halkının mücadelesine, 12 Eylül Faşizmine karşı direnişten Ortadoğu halklarının emperyalizme karşı direnişine kadar sınıf mücadelesinin farklı dönemlerinden kesitlerinin ele alındığı kısa oyun ile bizlerle buluştu. İleri, oyunla sahneye mücadelenin sürekliliğini, sürekliliğin gücünü taşıdı.

Sosyalizmde iş cinayetleri olmayacak
Kısa oyunun ardından sunucu yoldaşlarımız hazırlanan sinevizyon sunumu eşliğinde Parti tarihinin kısa sunumunu gerçekleştirdiler. Parti tarihinin dönüm noktalarıyla yeniden ayağa kalkış sürecinin anlatıldığı sunumun ardından sözü İstanbul İl Başkanı Yusuf Türkoğlu’na bıraktılar.

Türkoğlu konuşmasında Partinin kuruluş yıldönümü için hazırlıkları yürüten İstanbul örgütüne teşekkür ederek başladı. 6 Eylül’de Mecidiyeköy’deki Torunlar GYO inşaatında meydana gelen iş cinayetinde ölen işçileri anarken aynı zamanda etkinliğin 6-7 Eylül Olaylarının yıldönümüne denk geldiğini hatırlattı. 6-7 Eylül pogromunda hedef alınan Rumlar başta olmak üzere bütün azınlık halklarına dayanışma duygularını iletti. Sosyalizmin iş cinayetlerine son, halklara yönelik baskıya son demek olduğunu vurguladı. Ortadoğu’daki savaş ortamına da değinen Türkoğlu, IŞİD’in emperyalistlerin bir maşası olduğunu ve bu maşaları Maraş’tan, Çorum’dan, Sivas’tan, faili meçhullerden tanıdıklarını söyleyerek “adı bugün IŞİD olur, yarın başka bir şey. Asıl düşman emperyalizmdir” dedi. Emperyalizme karşı birleşmenin, birlikte mücadele etmenin önemine değindi.

Çözüm: emperyalizme karşı birlikte mücadele
Yusuf Türkoğlu’nun konuşmasından sonra akademisyen-yazar İsmail Kaplan’ın “Mahşerin Ortasında Bölgede ve Ülkede Devrimci Çıkış Yolu” başlıklı konuşmasına geçildi. Konuşmasına AKP’nin neyi temsil ettiğini hatırlatarak başlayan Kaplan, 6 Eylül’de ölen işçilerin, Soma’da ölen işçilerin, Roboski’de ölen insanların neyi temsil ettiğinin en açık göstergesi olduğunu belirtti. AKP’nin 6-7 Eylül pogromunun, Maraş’ın, Çorum’un, Sivas’ın, 12 Eylül’ün temsilcisi olduğunu hatırlattı. Ve yeni cumhurbaşkanlığı hamlesiyle de  mutlak iktidar kurma peşinde olduğunu vurguladı.  

“Bütün kazanımlarımızda 94 yıllık mücadelenin payı var”
TKP’nin 94 yıllık mücadelesinin ülkede bir sosyalist devrime yol açamasa da modern anlamda bütün kazanımlarda ve aydınlanma mücadelesinde payının olduğunu hatırlatan Kaplan, “Anayasadaki ‘Türkiye laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir’ ilkesi TKP’nin mücadelesi sonucu toplumsal bir talep olarak burjuvaziye kabul ettirildi” dedi. Egemenlerin bu ilkeyi büyük bir oranda etkisiz bıraktığı, göstermelik bir ilke olarak tuttuğunu hatırlatarak yine de bunun ilkesel bir kazanım olduğunu belirtti. Ülkenin bağımsızlığının kazanılmasında da TKP’nin büyük katkısı olduğunu vurgulayarak saltanatın kaldırılması ve cumhuriyet ilanı, halifeliğin kaldırılması, sınırlı da olsa laikliğin kazanılması, kadın hakları, sosyal haklar, eğitim ve sağlık hakları, emeklilik ve sosyal güvenlik hakları, grev hakları gibi kazanımlarda da payı olduğunu hatırlattı. Günümüzde sosyal, demokratik ve ekonomik anlamdaki bütün kazanımlarda partinin katkısı olduğunun altını çizdi.   

Karşı devrimci AKP
AKP’nin Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması ve Ahmet Davutoğlu’nu başbakan olarak atamasıyla birlikte yeni bir karşı devrimci saldırı hamlesi başlattığına işaret eden Kaplan, “Günümüzde ne kazanımımız varsa istisnasız hepsini elimizden almaya çalışan bir karşı devrimci iktidarla karşı karşıyayız” dedi. Halifelik sultanlık karışımı bir tek adam rejimi ile aynı zamanda yayılmacı bir dış politika izlendiğini; komşu halkların orta çağ karanlığına sürüklenmesinde, Suriye’deki emperyalist istilada, IŞİD denilen cehennem zebanilerinin arkasında, yeni Osmanlı hayalleri ile AKP zihniyetinin yer aldığını söyledi. Davutoğlu’nun AKP kongresinde bu yılın Çaldıran Savaşı’nın 500. yıldönümünü olduğunu hatırlatarak Yavuz’a teşekkür ettiğini belirterek, Çaldıran Savaşı’nın Fars, Arap, Alevi, Şii halklar için; Irak, Suriye ve Mısır halkları için nasıl bir yıkıma yol açtığının altını çizdi. Aynı eğilimleri bugün AKP’nin temsil ettiğini vurguladı.

“Tek başına kurtuluş yok”
Bölgenin ve ülkemizin mahşerin ortasından çıkışının ancak emperyalizme karşı birleşik devrimci bir mücadeleyle mümkün olduğunun altını çizen Kaplan, tek tek hiç bir kesimin kurtuluşunun mümkün olmadığını belirtti. Asıl düşman olan emperyalizme karşı net bir tutum almak gerektiğini vurguladı. Birlikte mücadelenin ancak bu şekilde kazanılacağını söyledi. Bu anlamda CHP üst yönetiminin doğrudan ABD emperyalizmiyle uzlaşmayı seçerek iktidar hayalleri kurduğu, BDP-HDP çizgisinin ise AKP yönetiminin ve emperyalistlerin hareketlerine meşruluk sağlayacak söylem ve tutumlar geliştirdiğini hatırlattı. Emperyalizme karşı çıkan; AKP’nin gericilik, vurgunculuk, savaş rejimine karşı çıkan bütün ulusal demokratik güçlerin yan yana mücadele etmesi gerektiğini söyledi.

“Öldük mü sandınız”
Konuşmanın ardından verilen aradan sonra sahneye İlerici Gençler çıkarak Mayıs Haziran 2013 Büyük Halk Direnişi’nde şehit olanları andıkları kısa oyun sergilediler. “Öldük mü sandınız” adını taşıyan oyundan sonra Ferda Ereren’in verdiği dinletiye geçildi. Avrupa, Amerika, Ortadoğu, Anadolu halklarının türkülerini potporiler hâlinde sunan Ereren, her şarkısında dünya halklarının kardeşliğini kanıtladı adeta. Ereren’den sonra Maske'deydi sıra. Halk direnişine verdiği destekle ve Berkin Elvan için yaptıkları şarkıyla öne çıkan Maske, çaldığı marşlar ve şarkılarla etkinliğe destek oldu.

Maske'nin ardından etkinlik, hep bir ağızdan okunan TKP Marşı ile sonlandırıldı.