Olağanüstü hâl

21 Temmuz 2016
Olağanüstü hâl

Erdoğan başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu ve Bakanlar Kurulu toplantısından sonra 21 Temmuz 2016 Perşembe gününün (bugün) ilk dakikasından başlamak üzere bütün yurtta 3 ay süreyle olağanüstü hâl ilan edildi.
 
Olağanüstü hâl yetkisiyle donatılan hükümet ülkeyi Anayasa Mahkemesi denetimine bağlı olmayan kararnamelerle yönetebilecek, bütün temel hak ve özgürlükleri sınırlayabilecek. Üstelik olağanüstü hâlin süresi parlamento kararıyla uzatılabilecek.
 
Kısacası, olağanüstü hâl hükümete resmen diktatörlük yetkisi tanımak anlamına geliyor.
 
Zincirli özgürlük olmaz
Amerikan emperyalizminin Fethullah Gülen örgütü eliyle düzenlediği kanlı 15 Temmuz darbesinin yarattığı tehdidi ortadan kaldırmak amacıyla ilan edildiği söylenen olağanüstü hâl derde deva olamaz.
 
Özgürlüğe düşman Amerikancı-gerici darbecileri, halkın hak ve özgürlüklerini sınırlayarak durdurmak asla mümkün değildir.
 
Bağımsız, demokratik, laik, sosyal hukuk cumhuriyetini toptan ortadan kaldırmayı amaçlayan darbecileri ancak bütün demokratik hak ve özgürlüklerini serbestçe kullanabilen halk etkisizleştirebilir.
 
Halkın düşünce, basın-yayın, örgütlenme, dernek-sendika, grev ve toplu sözleşme, yürüyüş-miting haklarını serbestçe kullanmasını engellemek, halka zincir vurmak demektir. Halkın ayağına zincir vurmak, onu vatan, cumhuriyet ve emek düşmanlarına karşı kendini savunamaz duruma düşürmek demektir.
 
Meclis geri çevirmelidir
Amerikancı-Fethullahçı darbecilere, emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı özgürlüğe ekmek su gibi ihtiyacımız var. Halkın temel hak ve özgürlüklerini sınırlamak, halkın bütün demokratik haklarını toptan ortadan kaldırmayı amaçlayan darbecilerin ekmeğine yağ sürmektir. Kanlı darbecilere karşı en büyük güvence özgürlüklerini serbestçe kullanan halktır.
 
Parlamento olağanüstü hâl ilanını kabul etmemeli, geri çevirmelidir.
 
İşçi sınıfı, şehir ve köy emekçileri, bütün Türkiye halkı hiçbir koşulda temel hak ve özgürlüklerinden vazgeçmeyecektir.