Eski strateji yeniden gündemde

02 Ocak 2013
Eski strateji yeniden gündemde

AKP'nin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi geleceği açısından kritik üç seçim yaklaşıyor. 2014'te yerel yönetim ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri, 2015'te merkezî yönetimi belirleyecek genel seçim yapılacak. Erdoğan ve çevresi seçim hazırlıklarının parçası olarak Kürt meselesinde yeni bir açılım yapabileceklerine dair yoğun bir propaganda kampanyasına başladılar.

Yeni yıl hediyeleri”
Kampanyayı bizzat Erdoğan başlattı. 28 Aralık 2012 akşamı TRT'de katıldığı programda, “Ada ile hâlen görüşme yaptırıyoruz bu işlerle görevli olan elemanlarımız vasıtasıyla. Devam ediyor. Çünkü netice almamız lazım. Baktık ki artık ışık yok, orda keseriz” dedi.

Başbakan Erdoğan'ın Kürt meselesi konusundaki baş danışmanı olarak tanıtılan AKP milletvekili Yalçın Akdoğan 31 Aralık akşamı NTV'de soruları yanıtlarken, “Öcalan hâlâ en önemli aktör. İstihbarat birimleri Öcalan'la görüşüyor. Amaç örgüte silah bıraktırmak” dedi.

AKP'nin sesi Yeni Şafak gazetesinin Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi 1 Ocak 2013'te “Öcalan'la Hakan Fidan görüştü” başlığıyla yayınladığı yazısında şöyle dedi: “Yeni süreçte Öcalan'la diyalog, açlık grevlerinin devam ettiği Ekim ayında başlıyor. İkinci görüşme Kasım ayında gerçekleşiyor.
Her iki görüşme MİT Başkan Yardımcısı seviyesinde yapılıyor. Aralık ayındaki görüşmeye ise MİT Müsteşarı Hakan Fidan gidiyor. MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın görüşmesi 16 Aralık tarihinde gerçekleşti. Takvime dayalı ve çözüme endeksli bir süreç başladı. Hükümet kanadını yokladım, çözüm için 'Başbakan Erdoğan'ın güçlü iradesi var' dediler. Umut verici. Yeni yılda hediyeleriyle Noel Baba değil, Tayyip Baba geldi.”

Amaç
Bizzat Erdoğan'ın ve çevresinin davul zurnayla ilan ettiği bu görüşmeler, gitgide yaygınlaşan KCK tutuklamaları, Roboski katliamı, tutuklu BDP milletvekillerinin serbest bırakılmaması, tutuksuz BDP milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırma tehdidi ve bitmez tükenmez savaş politikası nedeniyle AKP'den gitgide uzaklaşan Kürt toplumunu seçim sürecinde en azından tarafsızlaştırmak amacını taşıyor. Kürt ulusal hareketini muhalefetten koparmak AKP'nin seçim ve referandum dönemlerinde izlediği genel stratejinin hep önemli bir ayağını oluşturdu. AKP daha önce başarıyla uyguladığı stratejiyi bir kez daha tekrarlamak istiyor.

Mavi boncuk
Savaşa son vermek, karşılıklı ölümleri durdurmak, Kürt meselesini eşitlik ve özgürlük temelinde barışçı yöntemlerle çözmek Türkiye ve bölge halkları açısından yaşamsal önem taşıyor. Ne var ki, halkların barış özlemini AKP'nin Amerikancı İslamcı iktidarını sağlamlaştırmak ve uzatmak için kullanmak affedilmez bir sorumsuzluk anlamına geliyor. İyi niyetleri, samimi özlemleri hileyle istismar etme yaklaşımı, meseleyi çıkmaza sürüklüyor ve emperyalist savaş blokunun halkları birbirine kırdırmayı öngören uğursuz planlarına güç veriyor.

Bakalım AKP'nin mavi boncuk politikası bir kez daha etkili olacak mı?