6-7 Eylül 1955 pogromunu unutmayacağız!

06 Eylül 2012
6-7 Eylül 1955 pogromunu unutmayacağız!

İçte ve dışta yeni savaş senaryolarının hazırlandığı bir süreçte 6-7 Eylül olaylarının utancını bir kez daha hatırlıyoruz. Ülkemizde yaşayan Rum vatandaşlara yönelik 1955 yılında gerçekleştirilen bu kanlı eylemi ve tertipçilerini unutmayacağız. Bu vahşet, böl-yönet politikasını ustalıkla kullanan İngiliz emperyalizminin ve şovenist Demokrat Parti hükümetinin ortak eseriydi.

1950'li yıllarda İngiliz sömürgeciliğine karşı bağımsızlık talebini yükselten Kıbrıs halkını cezalandırmak isteyen İngiliz hükümeti, “Kıbrıs'ın Yunanistan'la birleşmesini önlemek için” Demokrat Parti'ye Türkiye'deki Rumlara “ders” vermesini teklif etti. Gerici DP hükümeti, bu teklifi Rum sermayesinin Müslüman-Türk kapitalistlerinin eline geçmesini kolaylaştırmak ve emperyalizmle işbirliğini pekiştirmek için kabul etti.

DP hükümeti emrindeki resmî ve sivil faşist, sağcı unsurları ve basın gücünü kullanarak büyük bir tertip hazırladı. Önce bir ajan provokatör tarafından Selanik'te Atatürk'ün doğduğu eve bomba konuldu. Gazetelerin saldırgan manşetleriyle kışkırtılan kalabalıklar özellikle İstanbul'da Rumlara ve diğer Hıristiyan azınlıklara ait işyerlerine, evlere, okullara, kiliselere saldırdı. Binlerce yer yağmalandı ve tahrip edildi, birçok kişi dövüldü ve yaralandı.

6-7 Eylül pogromu tamamlandıktan sonra sıkıyönetim ilan eden DP hükümeti, bizzat kendisinin örgütlediği bu vahşetin suçunu inanılmaz bir saptırmayla komünistlerin üzerine atmayı da ihmal etmedi.

6-7 Eylül vahşetine ilişkin gerçekler, 27 Mayıs 1960'ta iktidardan düşürülen DP yöneticilerinin yargılanması sırasında açığa çıktı. Aradan geçen 57 yıla rağmen yaşananların acısı hâlen yüreğimizde.
Yeni 6-7 Eylül'lerin yaşanmaması için, sermaye sınıfı ve onun iktidarı karşısında “işçilerin birliği, halkların kardeşliği” talebiyle bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesini daha da yükseltmeliyiz. 6-7 Eylül utancının bir daha tekrarlanmaması, bugün Kürt halkıyla barışı savunmayı, Alevi toplumunun eşit yutttaşlık talebini desteklemeyi, Suriye'ye yönelik emperyalist saldırıya karşı koymayı da gerektiriyor.