28-29 Kânunusani'yi unutma!

01 Şubat 2016
28-29 Kânunusani'yi unutma!

TKP 1920 Mersin İl Örgütü Mustafa Suphi, Ethem Nejat ve onüç yoldaşını andı. Anma etkinliği Mersin İl merkezinde gerçekleştirildi. Katılımcılar, Ulusal Kurtuluş savaşına yardım etmek ve bunu sosyal bir devrimle taçlandırmak için Bakû'dan yola çıkıp ülkeye gelen, burjuvazinin kanlı pususuyla, Karadenizde katledilen15'ler  ve tüm devrim şehitleri için saygı duruşuna davet edildi. Saygı duruşu, Enternasyonal Marşı hep bir ağızdan okunarak yapıldı.

Ardından, genç yoldaşlar Nazım Hikmet'in şiirlerinden bir seçki sundular.

Yapıcılar film ekibinin hazırladığı '' Emperyalizme Karşı Komünistlerin Mücadelesi” adlı kısa film izlendi. Film, 1. Dünya savaşından başlayarak, bu güne kadar emperyalistlerin dünya halklarına karşı giriştikleri cinayetleri, katliamları , kırımları özetliyor. Ülkemizden ve dünyanın çeşitli bölgelerinden gerçek görüntülerle anti emperyalist, anti faşist, anti kapitalist mücadeleleri işliyor.

Daha sonra yapılan söyleşide geçmişten bugüne Türkiye sınıf mücadelesinin önemli dönüm noktalarına değinildi. İşçi sınıfı ve emekçi halkın kurtuluş mücadelesinin kapitalistler tarafından darbelerle durdurulmaya çalışıldığı hatırlatıldı. 12 Mart 1971 faşist darbesi, darbenin devrimcileri vurarak, asarak, hapislerle yıldırmaya çalışmasına rağmen, uzun ömürlü olamaması; TKP'nin 1973  Atılım dönemiyle birlikte işçiler, emekçiler arasında kökleşmesi, DİSK ve Maden- İş sendikaları başta olmak üzere, işçi mücadelesinde öncü güce ulaşması canlı tanıklıklar ile anlatıldı. Gençlik, İlerici Gençler Derneği (İGD) çatısında ülkenin en yığınsal gençlik örgütlenmesi hâline gelmesi, İlerici Kadınlar Derneği'nin (İKD) emekçi kadınlar arasında örgütlülüğün simgesi olması, köy kooperatifleriyle köylülerin yığınsal örgütlü mücadeleye katılması,  yığınsal 1 Mayıs kutlamaları, ilki 1976 yılında Taksim meydanında yapılan olmak üzere, gelenekselleşirilmesi için yapılan mücadele aktarıldı. Sonraki yıllarda, çok uzun süreler yasaklanmasına rağmen, işçi ve emekçiler bu ısrarlarından vaz geçmediği vurgulandı. 

12 Eylül Faşist Darbesine giden sürecin değerlendirildiği söyleşide; "Kurulan can güvenliği komiteleri, faşist saldırılara karşı koymada etkili oldu. İşçi, emekçi halkı koruma mücadelesi boyunca, sayısız insanını şehit verdi. Partimiz, Ulusal Demokratik Cephe (UDC) kurulabilmesi için canla, başla çalıştı. Ne var ki, 12 Eylül 1980 faşist darbesi geldiğinde, ilericiler, devrimciler, komünistler birleşik bir tek cephede ortaklaşamamışlardı. Darbeye karşı zihinsel ve fiziksel hazırlık eksikti." saptamaları yapıldı. 

Yeniden ayağa kalkış
Komünistlerin faşizme ve likidasyona karşı verdiği mücadelenin de anlatıldığı söyleşide; "Darbe devrimci yapıları biçti, idamlar, hapisler, yargısız infazlar, sürgünler ölçüsüz oldu. Partimiz de bunlardan payına düşeni aldı. O karanlık dönemde, bir avuç TKP'li kadro partiyi tekrar ayağa kaldırmak için iğneyle kuyu kazarcasına çalışmaya devam etti. TKP'liler, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, devrimci saflarda yaşanan kafa karışıklıklarının giderilmesinde, emperyalistlere karşı tutarlılık konusunda yol gösterici oldu. Partiyi yeniden ayağa kaldırma çalışmaları 2012'de sonuç verdi. TKP,  6 Şubat 2012 yılında, TKP 1920'nin yasal kuruluşuyla yoluna devam etti." denildi.  

Gericilik, vurgunculuk ve savaş rejimine karşı mücadele
Halk direnişinin değerlendirildiği bölümde ise şunlar söylendi: "Partimiz TKP 1920 doğru bir siyasi hat izledi, Sovyetler birliğinin dağılmasından sonra, devrimci saflarda yaşanan kafa karışıklıklarının giderilmesinde, emperyalistlere karşı tutarlılık konusunda yol gösterici oldu. AKP iktidarının Taksim yasağını dinlemeyerek, tüm kadroları ve dostlarıyla Taksim meydanını zorladı. 2013 Taksim yasağını yasağını dinlemeyen komünistler, devrimciler, Mayıs ayının sonunda, 31 Mayısta İstanbul Gezi parkını korumak için bir araya gelen emekçilerle beraber oldular. Gezi parkını ve Taksim Meydanını özgürleştirdiler. Mayıs Haziran 2013 Büyük Halk Direnişi olarak adlandırılmayı hak eden bu süreç AKP iktidarını temellerinden sarstı. Taksim Meydanı ve Gezi Parkı onaltı gün özgür kaldı."

"Devrimciler, birleşik, iktidarı hedefliyen bir yapı oluşturamayınca AKP rahatladı. Ardından gelen sahte seçimlerle iktidar kendi sahasında oynamanın avantajını kullandı. 7 Haziran 2015 seçimlerinde, iktidar çoğunluğunu kaybetmesine rağmen,özellikle parlamento içi muhalefetin çapsızlığı ve beceriksizliği, parlamento dışındakilerin de zayıflığıyla, AKP seçim sonuçlarını iptal etme olanağına kavuştu. 1 Kasım 2015 için yeni bir seçim kararı alındı."

"1Kasım seçimlerine Suruç, Dağlıca, Iğdır ve Ankara katliamlarının travmasıyla gidildi. AKP mecliste tek başına hükümet kurabilecek sayıya ulaştı."

Emperyalizm yıkıcıdır!
Ülke ve bölge halklarının emperyalizme karşı verdiği mücadeleye de değinilen söyleşide emperyalist savaş blokunun, Ortadoğu halklarına karşı yürüttüğü yeniden sömürgeleştirme ve istila savaşına aktif olarak karşı duran Suriye, İran ve Rusya'nın oluşturduğu direniş blokunun çok değerli olduğu vurgulandı. "Bu halkların karşı duruşu ile, Filistin ve Lübnan halklarının siyonist sömürgecilere karşı sabırlı direnişi, Kürt halkının eşitlik ve özgürlük temelinde yürüteceği tutarlı bir anti emperyalist mücadele, halkçı politikalarla birleştiğinde bütün ortadoğu halkları kurtulacaktır." denildi. 

Birleşik demokratik halk hükümeti için ileri!
Ülkenin içine düştüğü felaketten çıkış yolun, ülkenin bütün ulusal ve demokratik güçlerin birleşerek bir halk iktidarı kurmasıyla sağlanacağının işaret edildiği söyleşide "İşçi ve emekçi sendikalarının, siyasal partilerin, demokratik kitle örgütlerinin, gençlik ve kadın örgütlerinin, halk meclislerinin oluşturacağı ulusal kurtuluş hükümeti" halkın kendi kaderini eline almasını somutlaştıracağı belirtildi. "Bu hükümet; ülkede can güvenliğini sağlamalı, ülkemizi ABD-NATO üssü olmaktan çıkarmalı, Suriye'yle,  Irak'la dostluk temelinde ilişki kurmalı, komşularımızı yangın yerine çeviren terör çetelerine sınırı kapatmalı, sosyal adaleti ve kalkınmayı sağlamalı, tam bağımsız, demokratik, laik, sosyal cumhuriyeti gerçekleştirmelidir'' denildi.

Söyleşinin ardından bir yoldaşımızın çaldığı bağlama eşliğinde topluca türküler söylendi.

Etkinlik TKP marşının okunmasıyla bitirildi.