Yunanistan kemer sıkmaya hayır diyor

29 Ocak 2015
Yunanistan kemer sıkmaya hayır diyor

Uzun süredir ekonomik kriz ile boğuşan Yunanistan’da gerçekleştirilen erken seçimi beklenildiği gibi Radikal Sol Koalisyon Syriza kazandı. Syriza’nın zaferi başta Avrupa olmak üzere bütün dünyada solun yükselişi ile ilgili heyecan yarattı.

Seçim sonuçları
Yunanistan’da yapılan seçimlerin sonucunda birinci parti Syriza oyların yüzde 36’sını, iktidarı kaybeden merkez sağcı Yeni Demokrasi Partisi YDP ise yüzde 28’ini aldı. Klasik merkez sol partisi PASOK yüzde 4 buçuk oy alırken, PASOK’tan kopan eski başbakan Yorgo Papandreu’nun Demokrat Sosyalistler Hareketi yüzde üçlük barajın altında kaldı. Irkçı Altın Şafak ise yüzde 6 dolayında oy alabildi. Yunanistan Komünist Partisi YKP ise önceki seçimlere göre oylarını küçük bir ölçüde de olsa arttırarak yüzde 5 buçuk oy alabildi. Yunanistan’da 9 milyon 800 bin seçmen bulunuyor. Syriza 300 üyeli parlamentoda 149 sandalye kazanarak tek başına iktidar olma şansını iki millet vekili ile kaybetti. Hükümeti kemer sıkma politikalarına karşı çıkan ve YDP’den kopan milliyetçi Bağımsız Yunanlılar Partisi ile birlikte kurmak zorunda kaldı.

Kapitalist boyunduruktan çıkış arayışları
Seçim sonuçları Yunanistan işçi ve emekçi kitlelerinin kemer sıkma politikalarının da etkisiyle kapitalist dayatmalara karşı çıktığını gösteriyor. Ülkede biriken sistem dışı tepkilerle Syriza adım adım büyüdü. YKP ise kapitalist dayatmayı reddeden kitlerle bağ kurma konusunda şimdilik .başarılı olamadı. Yine de önceki seçimlere göre oylarını bir miktar arttırmayı başarabildi. Ne var ki bu artış 2009 seçimlerindeki oy oranın da (yüzde 7 buçuk) gerisinde. Ama iki partinin oy oranını düşünürsek kapitalizmin dışında sol bir seçenek arayışında olan seçmenlerin oranı yüzde 41’i geçiyor. YKP ise Syriza’yı PASOK’un oynadığı sistem dışı tepkileri sistem içinde yatıştırma rolünü oynamakla suçluyor ve desteklemiyor.

Sosyal devlet talebi iktidarda
Syriza’nın programı kapitalist sistemden tam olarak kopuşu içermese de işçi emekçilerin AB, AB Merkez Bankası ve İMF’den oluşan Troyka’nın dayatmaları yüzünden kaybettikleri sosyal haklarını iade etme; yoksullukla mücadele; yoksullara bedava elektrik ve yardım; işsizlikle mücadele gibi temel sosyal taleplerini içeriyor. Syriza buna paralel olarak Troyka ile ilişkileri tekrar gözden geçirerek Yunanistan’ın borçlarının bir kısmının silinmesini ve kalan borçların uzun vadede düşük faizle taksitlendirilmesini öneriyor. AB’den ya da en azından Avro bölgesinden çıkma gibi bir kararları yok.

NATO’ya dair politika belirsiz
Syriza NATO’dan çıkma ve yabancı askerî üsleri kapatma konusunda da çelişik mesajlar veriyor. Partinin 2013 yılındaki kongresinde NATO’dan çıkma, yabancı askerî üsleri kapatma ve yurt dışındaki askerleri geri getirme gibi net kararlar alınsa da seçim vaatleri arasında bu konu bulunmuyor. Hatta seçimlere doğru parti lideri Aleksis Çipras, Yunanistan’ın NATO’daki rolünü önemsediklerini söyledi. Ama NATO’ya baş eğmeyeceklerini uluslararası meşruiyet çerçevesinde hareket edeceklerini belirtti.

Egemenler rahatsız
Emperyalistler ve onların işbirlikçileri Yunanistan’ın para babaları cephesinde ise endişe hâkim. Solun oylarının bu kadar yükselmesi egemenler açısından her zaman sıkıntılı bir dönemin başladığının işaretidir. Kapitalist sömürücüler şimdi bir yandan Syriza yönetimini köşeye sıkıştırma, bir yandan da ehlileştirme politikaları uygulayacaklar. Çünkü nereden bakılırsa bakılsın Syriza’nın talepleri bütün bir sistem açısından kabul edilemez boyutlarda emekçilerden yana. Krizin faturasını emekçilerin sırtından alıp sermayeye kaydırmaya çalışıyor. Syriza’nın zaferi, 2007’deki dünya kapitalist emperyalist sisteminin ekonomik krizin ardından, Latin Amerika ülkeleri bir tarafa bırakılırsa, ilk defa sosyal devlete dönüş talebinin ve klasik partiler dışındaki bir sol partinin iktidara gelmesi anlamına geliyor. Yunanistan halkının kararı başta Avrupa olmak üzere bütün dünyada solun tekrar yükselişe geçeceğinin bir işareti olarak yorumlanmalı.

Sınıf kavgası keskinleşecek
Syriza hükümeti ilk karar olarak Pire Limanı ve Enerji özelleştirmelerini durdurarak niyetini ortaya koymaya başladı bile. Önümüzdeki dönem Yunanistan açısından sınıf kavgasının keskinleştiği, en önemsiz görünen konuların bile işçi sınıfı ve burjuvazi arasındaki kavgayı kızıştırabileceği bir dönem olacak. Sosyal yardımlar ve asgari ücrette yapılacak artışlar, emekçilerin kaybettikleri 13. maaşlarının geri verilmesi, kamulaştırmalar, işsizlikle mücadele gibi konular sermaye ile işçi ve emekçiler arasındaki kavganın kısa vadeli cepheleri olabilir.

Halk iktidarı için
Yunanistan işçi ve emekçi halkının bu başarısını tam bir işçi emekçi iktidarını kurma yolunda bir adım olması dileğiyle selamlıyoruz. Eğer halk bu dönemde zaten hareketli olan sokakları terk etmez ve taleplerinin arkasında durursa, Syriza’nın programının ötesine geçmek, Yunanistan’ı emperyalistlerin ve onların yerli işbirlikçilerinin elinden kurtarıp halk iktidarını kurmak mümkün.