Yaşasın 1 Mayıs

19 Nisan 2013
Yaşasın 1 Mayıs

Saygıdeğer Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkımız,

Umudumuzu arttıran baharlara gebe bir dönemdeyiz. Dünyanın her yerinden mücadele yükseliyor, kavga sesleri geliyor. Halklar, geçen yüzyılda olduğu gibi yine düvel-i muazzamaya karşı direniyorlar. Emperyalistleri ülkelerinden kovacakları gün yakındır. Kapitalizmin insanlığa verebileceği hiçbir şeyinin kalmadığı her gün açığa çıkıyor. Tarihin çöplüğüne yollamamız gereken bu iğrenç sistem kapitalizmin alternatifi, halkların iktidarıdır, sosyalizmdir.

Değerli yurttaşlar,

Bugün ülkemizde milyonlarca işçi, emekçi sefalet sınırında asgari ücrete mahkûm ediliyor. Milyonlarca işçi için sigortalı, güvenceli, 8 saatlik çalışma hayale döndü. İş cinayetlerinde kazaya kurban gidilmedik tek bir gün geçmiyor. Elde kalan bir iki kırıntı gibi haktan, işçilerin kıdem tazminatına da göz dikiliyor. Sefalet ücreti yetmezmiş gibi, bölgesel asgari ücret dayatmasından söz ediliyor. Bir çok iş kolunda çağımızın vebası taşeron çalışma hızla yayılıyor.

Köylüler her geçen gün biraz daha yoksulluğa itiliyor. Amerika ve Avrupa şirketlerinin, büyük holdinglerin çıkarı için milyonlarca insanın ekmek kapısı çiftçilik yok ediliyor. Halkın sağlığı, GDO’lu besin ihraç eden kapitalist şirketlerce tehlikeye atılıyor.

Bedava sağlık demişlerdi, şimdi attığın her adımda para isteniyor. Parası olmayan hastalar, hastane kapılarında kalıyor. İlaç istiyorsun, paran yoksa öl deniyor. Dünkü aksayan sağlık sistemi kalktı, şimdi çöken bir sağlık sistemimiz var.

Öğrenciler bir yandan, ilerici akademisyenler diğer yandan her üniversiteyi sadece dogmaların öğretildiği ilkel bir medreseye çevirmek isteyen YÖK zulmüne karşı savaşıyor. Parasız eğitim isteyen, kaliteli yemek, barınma isteyen, ülkenin kaderine dair söz etmek, ifade özgürlüğünü kullanmak isteyen öğrenciler soruşturmalara uğruyor, yargılanıp hapse atılıyor.

Kadınlar haklarını korumak ve geliştirmek bir yana, hayatlarını korumanın savaşında. Her gün yeni bir kadın cinayeti daha işleniyor. Kadınlar toplumsal yaşamdan sökülüp atılmak isteniyor.

İktidar bütün bu saldırılara karşı duran, direnen, mücadele eden muhalifleri susturarak bastırıyor. Sendikalara baskınlar düzenliyor, ilericileri, demokratları, devrimcileri, komünistleri hapse atıyor. Hükümete karşı muhalefet oluşturan bütün kesimlere karşı uydurma soruşturmalar başlatıyor, davalar açıyor, gizli soruşturma adı altında çok uzun yıllar boyunca insanları ne için tutuklandıklarını bile bilmeden hapiste tutuyor.

Halkların kardeşliğini hiçe sayan AKP, Kürt halkının haklarını resmen tanımamakta ısrar ediyor. Kürt sorununun eşit haklara dayalı, Türkiye'de yaşayan bütün halkların çıkarlarını gözeten onurlu bir barışla çözülmesini istemeyen iktidar, onurlu bir barış isteyenlere her gün yeni şartlar dayatıyor.

İktidar ülkede özgürlük, barış ve kardeşlik sağlayacağına ve Türk, Kürt, Arap, Ermeni, Sünni, Alevi, Hıristiyan, Musevi demeden bütün yurttaşları eşit tutacak yerde, hâlâ Diyanet yoluyla ayrımcılık yapıyor, tek din, tek inanç sistemini topluma zorbalıkla dayatıyor.

Değerli yurttaşlar,

AKP iktidarı ülkemizde böyle davranıyor da, dışarıda farklı mı? Çevresiyle eşit, adil bir ilişki kurması gerekirken, emperyalist Amerika’yla, İsrail'le, İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda ve şeriatçı Katar ile Suudi Arabistan'la bir olup komşu halklara tuzaklar kuruyor. Onurlu halkımızın parasıyla çeteleri besleyip kardeş Suriye halklarının üzerine salıyor. Öte yandan Türkiye’ye gelen binlerce Suriyeli mülteciyi ucuz iş gücü olarak kullanmaktan çekinmiyor.

Türkiye AKP'nin ırkçı, tek tipçi dayatmalarına mahkum değildir!

AKP tek başına halkımızı, gençlerimizi maceralara sürükleyip emperyalistlerle kolkola komşularımıza saldıramayacak. İzin vermeyeceğiz.

Uyduruk yasalarla işçilerin elinden grev hakkını alan, grevi saçma sapan düzenlemelerle uygulanmaz hale getiren bu iktidar, Türkiye işçi sınıfını bu yasalara sığdıramayacak. İzin vermeyeceğiz.

Aydınları, ilericileri, devrimci muhalefeti, Kürt muhalefetini, avukatları, gazetecileri, yazarları, öğrencileri uyduruk dijital verilerle hapse tıktıran AKP iktidarı, ne yaparsa yapsın bütün halkı hapishanelere dolduramayacak. İzin vermeyeceğiz.

Memurluk yan gelip yatma yeri değildir diye kamu emekçilerine hakaret eden AKP, şimdi de kamuda çalışanların iş güvencesine saldırmaya hazırlanıyor. İzin vermeyeceğiz.

Barış getireceğiz diyorlar, sonra da her taşın altından şeriatçı faşistleri çıkartıp halkımızın üzerine salıyorlar. İzin vermeyeceğiz.

8 yıllık okullara son verip 4+4+4 diyerek kız çocuklarını evlere kapatan, halkımıza cehaletten başka çözüm bırakmayan, yoksul çocukları imam hatiplere mahkum edenler amaçlarına ulaşamayacaklar. İzin vermeyeceğiz.

El ele verelim, 2013 1 Mayıs’ını AKP’nin saldırılarına karşı mücadelenin sıçrama tahtasına; iş, ekmek, barış, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin yeni bir atılımına dönüştürelim.

İşçiler, emekçiler, yoksul halkımız, AKP'yi devirecek devrimci bir muhalefeti çok daha güçlü biçimde örgütlemek için partiye güç verelim.

Ülkemizin en köklü partisi Türkiye Komünist Partisi 1920, işçilerin, emekçilerin ve yoksul halkın partisidir.

Türkiye Komünist Partisi 1920 pankartı altında yeni atılımlara, devrime, barışa, adalete ve sosyalizme yürüyelim. Partimiz Türkiye Komünist Partisi 1920 bütün işçileri ve emekçi halkımızı, kadınları, gençleri 1 Mayısa katılmaya, TKP 1920 pankartının arkasında kavgaya omuz vermeye çağırıyor.

Yaşasın devrim ve sosyalizm.

Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği.

TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ 1920

Bildirinin PDF hali için tıklayınız.