Ankara'da kontrgerilla katliamı

11 Ekim 2015
Ankara'da kontrgerilla katliamı

Yoldaşlarımızı, dostlarımızı, arkadaşlarımızı, yurttaşlarımızı yitirdik. Acımız büyük. İçimiz kan ağlıyor. Yoldaşlarımızla, dostlarımızla, arkadaşlarımızla, yurttaşlarımızla, onların yakınlarıyla dayanışma; yoldaşlarımızın, dostlarımızın, yurttaşlarımızın mücadelelerini sürdürme, anılarını yaşatma, özlemlerini gerçekleştirme sözü vererek durumu değerlendirmeye çalışalım.

Bugün (10 Ekim 2015 Cumartesi) Ankara'da yapılması planlanan Barış Mitingi için Ankara Tren Garı önünde toplanmaya başlayan sosyalistlere, devrimcilere, ilericilere ve barışseverlere karşı girişilen bombalı saldırıda hükümetin ilk resmî açıklamasına göre 86 kişi öldürüldü, 28'i ağır 186 kişi yaralandı. (İkinci resmî açıklamada, ölü sayısı 95, yaralı sayısı 48'i ağır 246 kişi olarak verildi.)

Suruç'tan bugüne
Bugünkü katliam, 20 Temmuz 2015'te Suruç'ta sosyalistlere karşı gerçekleştirilen kontgerilla katliamının devamıdır.

Suruç katliamı, katliamdan dört gün sonra 24 Temmuz'da yürürlüğe konulan Amerikancı-gerici darbenin işaret fişeğiydi.

Amerikancı-gerici darbeyle, Türkiye Amerikan emperyalizmine tekrar kayıtsız şartsız bağlandı, başta İncirlik olmak üzere ülkenin bütün askerî üsleri ve imkânları Amerika'ya açıldı.

ABD, bunun karşılığında, Erdoğan-AKP yönetimine; gericilik, vurgunculuk ve savaş rejimini istediği gibi sürdürme; PKK'yi vurma, HDP'yi ezme, 7 Haziran seçiminin sonuçlarını iptal etme, her türlü zorbalığa başvurarak tek başına iktidar şansını zorlayacağı yeni bir seçime gitme yetkisini tanıdı.

Kontrollü kaos
24 Temmuz darbesi, ABD'nin meşhur “kontrollü kaos” teorisinin uygulanması anlamına geliyordu. ABD'nin, karşıt güçleri birbirine kırdırırken ayrı ayrı mavi boncuk verdiği ve yüzüne güldüğü bu güçleri kendine mecbur etmesini öngören, onları kendi kapsamlı stratejisine uygun olarak güdümlemesini gerektiren bu acımasız teoriye uygun olarak, Suruç katliamından bu yana 3 ay bile geçmeden ülke kan gölüne döndü. Erdoğan-AKP yönetiminin “teröre karşı savaş”, PKK'nin “serhildan” ilan ettiği bu süre içinde yüzlerce insan öldü.

Bölgesel hamle
24 Temmuz'da gerçekleştirilen Amerikancı-gerici darbenin Suriye ve Irak'a yönelik yıkıcı bölgesel sonuçları da vardı. ABD ile AKP hükümeti arasında yapılan anlaşmayla Türkiye'nin askerî üslerinin Amerikan ordusuna kayıtsız şartsız açılması; Suriye, Irak, İran ve Rusya hükümetlerini alarma geçirmişti:

-Reyhanlı'dan yönetilen “operasyon odası”nın çekip çevirdiği El Kaideci ve İhvancı dinci çetelerin İdlib istilasını, Lazkiye ve Hama'ya yönelik saldırılarını değerlendiren;

-Aynı şekilde, Ürdün'den yönetilen “operasyon odası”nın çekip çevirdiği El Kaideci ve İhvancı dinci çetelerin Dera, Kuneytra ve ve Suveyde'deki istila ve saldırılarını dikkate alan;

-ABD'nin bir yıl boyunca IŞİD'e karşı yürüttüğü hava harekatının aslında IŞİD'i kontrollü olarak kalıcılaştırma amacı taşıdığını saptayan;

-Yine ABD'nin Barzani kuvvetleri, PKK ve PYD'yle kurduğu askerî ilişkilerin Suriye ve Irak'ı parçalama niyetiyle kötüye kullanıldığını gözleyen;

-ABD ve AKP arasında yapılan anlaşmayla Suriye'de Cerablus-Azez bölgesinde sözüm ona “güvenli bölge” kurulması planlarının uygulanabilir duruma geldiğini belirleyen;

bu ülkeler emperyalist savaş blokunun kanlı planını durdurmak üzere bir savunma harekâtı başlattılar.

Rusya'nın, Suriye'de IŞİD'e ve diğer El Kaideci, İhvancı terör örgütlerine karşı 30 Eylül'de hava harekâtına girişmesiyle ABD, Fransa, İngiltere, İsrail, Arabistan, Katar ve AKP'nin sömürgeci planları ağır darbe aldı. İnisiyatif, vatanını savunan Suriye ve bölge yurtseverlerine geçti.

10 Ekim katliamının amacı  
10 Ekim Ankara katliamı, Suriye, Irak, İran, Rusya hükümetleri ve Lübnan Hizbullah örgütünün ortak savunma harekâtı sonucunda Ortadoğu'da emperyalizme, siyonizme ve gericiliğe karşı direniş eksenini oluşturan ülkeleri artık parçalayıp köleleştiremeyeceğini gören Amerikan emperyalizminin Türkiye'yi emperyalizmin ucuz askeri olarak elinde tutmak için düzenlediği bir saldırıdır. Bombacıların kimliğinden bağımsız olarak bu kanlı kontrgerilla saldırısı ABD-NATO operasyonudur. Amacı, emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı mücadele eden devrimci halk güçlerini yıldırmak, onları meydanlardan, sokaklardan çekilmeye zorlamak; kontrollü kaosla çatıştırılarak zayıflatılan tarafları kendisine daha da bağımlı hâle getirmek; böylece, Türkiye'yi bütün Ortadoğu halklarına ve Rusya'ya karşı NATO'nun sağlam kalesi olarak tahkim etmektir.

Emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı birlik
Ülkeyi istikrarsızlaştırarak emperyalizmin ve işbirlikçilerinin sömürü ve zulüm düzenini sözüm ona  “istikrar”a kavuşturma planını boşa çıkarmak için ülkedeki ve bölgedeki bütün ulusal demokratik güçlerin bağımsızlık, laiklik, demokrasi, eşitlik ve sosyal adalet temelinde birleşmesinden başka yol yoktur. Emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı kesin tavır almadan; gericilik, vurgunculuk ve savaş rejimine karşı birlikte mücadele etmeden zincirlerimizden kurtulamayız.