Türkiye işçi sınıfı ve dostları, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs'ı ülkenin her yerinde meydanlara çıkarak kutladı. Yüz binlerce insan, AKP'nin gericilik, vurgunculuk ve savaş rejimini protesto etti; eşitlik ve özgürlük, bağımsızlık ve demokrasi, laiklik ve adalet, barış ve dostluk sloganlarını haykırdı; yoksulluğa ve işsizliğe son verme azmini, emeğin sermayeden kurtuluşu özlemini dile getirdi.
İstanbul işgal altında
AKP, 1 Mayıs'ın İstanbul Taksim meydanında kutlanmasını engellemek için yirmi bir bin polisi, altmış iki tomayı, sayısız zırhlı aracı seferber etti. Koskoca şehrin ulaşımını kesti; metro, metrobüs, tramvay, vapur, otobüs seferlerini durdurdu. Taksim'e açılan bütün semtleri ablukaya aldı. Demir bariyerlerle şehrin merkezini insansızlaştırdı. İstanbul'da milyonlarca insanın günlük hayatını felç etti. Bütün engelleri aşarak Taksim için yola çıkanlara tazyikli su, zehirli gaz, plastik mermi ve coplarla saldırdı. Eli sopalı, bıçaklı sivil faşistleri de kullandı. Yüzlerce direnişçiyi gözaltına aldı, birçok direnişçiyi yaraladı.
Direnişin anlamı
1 Mayıs 2015'te, Taksim ablukasını delmek için bir kez daha yola çıkan işçiler, emekçiler, gençler; AKP'nin, 1 Mayıs'ı Türkiye işçi sınıfının tarihinden ve şehitlerinden; siyasal, sosyal ve ekonomik davasından koparma oyununu yine boşa çıkardılar. 1 Mayıs'ın sosyalizm, enternasyonalizm, demokrasi, bağımsızlık, laiklik, özgürlük açısından içerdiği anlamı savundular. Türkiye'de devrim mücadelesinin, devrim ile karşıdevrim kapışmasının geleneksel ve güncel baş mekânını unutuluşa terk etmeyi, karşıdevrime teslim etmeyi kabul etmediler.
Beşiktaş'ta, Fulya'da, Zincirlikuyu'da, Şişli'de, Kurtuluş'ta, Okmeydanı'nda ve ülkenin her yerinde AKP'nin vahşi terörüne karşı koyan, Taksim ruhuyla meydanlara çıkarak işçi sınıfının varlığını, dününü, bugününü, yarınını savunan her direnişçiyi selamlıyoruz. AKP'den icazet alarak ruhsuz kutlama yapmayı içine sindiren teslimiyetçilere ise sadece acıyoruz.
Zafere kadar mücadele
Türkiye işçi sınıfını ve dostlarını bir kez daha Taksim sınavına sokan AKP, kendini yine rezil etti. İşçi sınıfı ve dostları, 1 Mayıs 2015'te, ne kadar direngen olduklarını, yerli ve yabancı egemenlerin diktasına pabuç bırakmayacaklarını bir kez daha gösterdiler. Taksim'i işçi sınıfından ve dostlarından koparma planının astarı yüzünden pahalı bir iş olduğu bir kez daha anlaşıldı.
Taksim'in 1 Mayıs meydanı olduğunu yeniden resmen tescil ettirene kadar mücadele etme sabrına sahip olan işçi sınıfı ve dostları, inanıyoruz ki, bununla da yetinmeyecekler. AKP'nin ve bütün sömürücü zalimlerin egemenliğine son verecekler. Kopmaz parçası oldukları uluslararası işçi sınıfıyla dayanışma içinde sömürüsüz ve savaşsız yeni kardeşlik dünyasının kuruluşuna katılacaklar.
1 Mayıs 2015'in dersi şudur: Daha bilinçli, daha örgütlü, daha güçlü, daha kitlesel olacağız; zafere kadar mücadele edeceğiz.